Lavinya Dergisi
İÇ KANAMA“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”
Kavuşurken akreple yelkovan Daha da ıssızlaşır mı insan? Gecenin ortasında yapayalnız… Iskalarken kendini Tam on ikiden vurur zaman! Yaralanır en derinden Film karesi gibi durur o an Bir dipsiz kuyudur hafıza Tekinsiz, karanlık sularında Boğulmaya yüz tutar… Yüzme bilmeyen anılar… Dizeler düşer sonra… Yan yana… Ahenkli birlikteliklerini seyre dalar Kuş bakışı gördüğü yansımada Yana yana… Harlı bir hasret ateşi Mum alevinden geceye sızar Sadece burnunun direği değil, Eli kalem tutanın Parmak uçları da sızlar! Mevhum bir silgi darbesi iner O her bir çizgisi öpülen ellerden Dizeler ufalanır, Kelimeler kalır… Yetmez… Kelimeler parçalanır… Harfler kıymık gibi Batar, can acıtır… Ayrılırken akreple yelkovan Daha iyi anlar insan! Kâğıdın soğuk beyazı… Mürekkebin kara yazgısıdır… Ve ayrılığa uyaklı bir şiir… Bir şairin iç kanamasıdır!