Ve bir de hayatımızda ölüm diye bir gerçek vardır:
Ansızın gelir ve tarumar eder tüm koca yılları...
Giden midir yoksa kalan mıdır hüznü hisseden?
Biri berzah alemine doğru uzun bir yola girerken geride
bıraktıkları ise hüzünlü anılara mahkum olurcasına gam ve kederi yaşıyorlar...
Yıllar ne de çok şeyi alıyor insanlardan...
Ne de çok anlamsız kılıyor bazı şeyleri bu hayatta;
Ölüm gibi, ayrılık gibi ve daha gurbete dair nice cümleye
hapsediyor kendi içerisinde...
Bilmem ki kaç asır ve yüzyıl geçse dahi insanın bilip de
kabullenmediği en önemli ve en acı gerçek belki de ölüm...
Belki de o yüzdendir şairin bu sözleri;
‘’Bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne o olmazsa
yaşayamam demeyeceksin, yaşarsın çünkü...
İlle de bir şeyleri sahiplenmek istiyorsan çatıların
gökyüzüyle birleştiği yeri sahiplen"...
Sevdiklerinize sonsuz ayrılık olan ölüm gelmeden siz de şimdi
sımsıkı sarılın ve kıymet bilin; unutmayın ki hayat yaşamak ve bir şeyleri dert
etmek için çok kısa...
Hepimizin bir gün kapısını çalacak bir ölüm var.
Ve sizi Cahit Sıtkı'nın dizesiyle baş başa bırakıyorum;
"Neylersin ölüm herkesin başında
Uyudum uyanamadım olacak
Kim bilir nerede nasıl kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak
O musalla taşında..."