Lavinya Dergisi

BİLİNMEZLERDE YOLCULUK
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Bir cümleye nasıl başlayacağını düşünürken insan saatlerce, bir bakıyor ki hiç dağarcığında olmayan sözcüklerle şiirler yazmaya başlamış. Hangi sebeptir bunu yaptıran insana? Aşk mı? Özlem mi? Sevgi mi? Bilemiyor. Belki gözlerini kapattığında hissettiğidir. Belki adını mucize koyduğu yıldızlardır. Belki de iki saniyeliğine de olsa görmeye razı olduğu bir insan yüzüdür, bilinmez. Aklındaki düşüncelerin ayak sesiyle, kalbinin her çarpışında kimselerin duymadığı o şarkılarla tüm sorularına cevap arar kendi dehlizlerinde. Kimi cevaplarda kendini bulur kimisinde daha çok kaybolur. Kayboldukça bir şeyler duymaya, bir elin uzanıp onu tutmasına daha çok ihtiyaç duyar. Umudun sesini en çok şimdi dinlemeye ihtiyacı vardır. Susar ve bekler. Hangi sebeptir bekleten insanı? Adını koyamadığı duygular mı? Özlediğinde burnunun direğini sızlatan mı? Yoksa hiç haykıramadığı cümleler mi? Bilinmez. Tek bir şey vardır bilinen. İnsanın karanlığını aydınlatan bir güneşten asla vazgeçmeyeceği, yürürken tökezleyip dursa da asla onun sokağından ayrılmayacağıdır. Budur insanı ayakta tutan. Hem insanların hem insanlığın sınandığı şu günlerde en çok ihtiyacımız olan şey bir elin en küçük parmağını dahi sıkı sıkıya tutup bırakmamaktır. En karanlık kuyulara düşseniz bile birinin yalnızlığıyla, yeniden doğacak olan güneşleri beklemekten vazgeçmemektir.