Lavinya Dergisi
DOĞAN GÜNEŞGuruba karşı bir yaz günü deniz kıyılarıma seni vururken yavaşça kapat gözlerini. Karşı Yunan koyundan ecnebi müzikleri çalarken mavi bir minibüse yükle hayallerini ve hayallerime ekle tüm güzel şehirleri, denizin tuzunu, çakıl taşlarından en parlak olanları, geceleri yakamozların ay ışığıyla ahenkle dansını. Karışsın her şey, geceyle gün birbirine dolansın. Zaman mefhumu zamansızlığa evirilsin ve biz sadece yolda olalım. Küçük çocukların yıkılmış kumdan kalelerini beraber onaralım. Sabaha karşı kuş seslerine melodiler uyduralım. Şıpıdık terliklerin ayağımızda bıraktığı izlere bakıp kahkahalara boğulalım. Ben elinden tutup büyüdüğüm evi sana göstereyim. Bir kere daha büyüyeyim bahçesinde ama bu sefer yalnız değil seni de büyüteyim beyaz zambakların arasında. Salıncağa binmeyi bahane edip her akşam aynı saatte annesinin işten gelmesini bekleyen kız çocuğunun olduğu parka gidelim. Bu sefer o çocuğu salıncakta sen salla. En yükseğe, bulutlara değsin umutları, neşesi bütün göğü sarıp sarmalasın. Şehrin dar kaldırımları artık aşk bahçeleri kadar geniş… Yavaşça kapat gözlerini sevgilim ve sakın açma. Kara bulutlar dağılacak gökyüzü elbet maviye boyanacak. Yeşilin her bir tonu gözlerimizde aydınlanacak. Ellerim ise ellerini her defasında sımsıkı tutacak.