Lavinya Dergisi
KALBİN YOL HARİTASIHer insan yüzyıllar boyu bekler küçücük bir kalbin içinde, küçücük bir yer edinebilmeyi. Bazısı o küçücük kalpte kocaman bir yer kaplar. Bazısı da bir köşeye sinip orada yine yüzyıllar boyu beklemeye razıdır. Milyonlarca hatta milyarlarca ihtimalden biri gerçekleştiyse eğer, bir kalpten bir kalbe bir taşınış başlamıştır. Eksik olan tüm parçalarınızı yol ilerledikçe bir bir tamamlarsınız. Bitmesini hiç istemediğiniz, yürümekten hiç bıkmayacağınız o yolun haritası açıktır hep zihninizde. Kurduğunuz tüm hayalleri, ışığı yanan bütün ümitleri yakalamak için adım adım takip edersiniz haritayı. Soluklanmak için durduğunuz duraklar ya da alabildiğine koşmak için gittiğiniz yolların hepsi bellidir. Ait olduğunuz yere varmak için o her anlamlı sabahta, haritanız önünüzde, umudunuz cebinizde yola koyulmaktan hiç yorulmazsınız. Şanslıysanız, bir kalbin içinde yer edindiyseniz size söylenen her kelime ezberinizden çıkmayan bir şiir gibi gelir sonra. O kısa kısa cümleleri bile ruhunuzun en serin yerine iliştirirsiniz. Gözündeki ince çizgide bile bir hikaye anlatılır gibi gelir. Eski zamanlardan bir gramofon çalar kulağınıza bakışından. Onun derdini ellerinizde ufalamak istersiniz. Yine ellerinizle ısıtmak istersiniz üşüyen kederini. Onun mutluluğuna doğsun istersiniz sabah güneşi. Güneşin doğuşunun bir anlamı olsun istersiniz. Bir nedeni olmaksızın gülümsersiniz yoldan geçenlere. İçinizdeki mutluluğu herkese pay edersiniz. Sahip olduğunuz şefkatten bir hırka örersiniz üzerinize zamanla. Ne kızabilirsiniz ne küsebilirsiniz böylece. Bir koku duyarsınız sonra. O kokunun kaderiniz olduğunu hissettiğiniz bir koku. Hep sizinle kalsın, özlediğinizde burnunuzun direğini sızlatsın, hiçbir zerrenizden sızmasın istersiniz. Hem ait hisseder, hem sahiplenirsiniz. Size bu yolu yürüten, bu haritayı çizdiren o tılsımın değeri biçilir mi bilinmez. Ama siz onu alır her şeyiyle kalbinizin en güzel köşesine koyarsınız.