Lavinya Dergisi
EVE YOLCULUK“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”
Göğüs kafesimden bir yol uzanıyor nefes nefes yükselen göğüs kafesine… Kalplerimiz birer kuş misali… Gelmiş gibi göç mevsimi, sarıyor etrafımızı sıcacık, Güneşli diyarların özlemi… Usul usul beni çağırıyorsun, duyuyorum… Gözlerim hasretle değdiğinde bizi buluşturan göğe, uzakları yakın kılıyorum. Bir gece vaktİ aldım, topladım ne varsa içimde… Bir çocuk sevinci… Bir yetişkin hüznü… Bildim ve bildiklerimi unuttum Kendim, kendime – geçmişimden- soyundum Sonra çıplak gözle baktım sana Ve o zaman tüm göğü sığdırdım elime Yoluna revan oldum… Sen… Gecenin en güzel hali… Işık saçan yıldızlarını dök yoluma bir bir Çakıl taşları gibi parlasın… Issızım ve benim, yanlış yollara sapmaya mecalim yok… Büyüyen Ay’ı da şahit tuttum Bu aydınlık sevda göğümüzden kaybolmasın… Yanına canan oldum… Her geçen gün daha çok geliyorum sana… Dalga dalga yanaşan su misali vuruyorum kıyılarına… Bulutlardan arınık, Güneş gibi değiyorum tenine… Suretlerimiz de ruhlarımız da apaydınlık… Yoluna revan… Yanına canan… Başka şekilde açıklanamaz bu tanıdıklık… Elimde tüm gökyüzü, dudaklarımda umutlu bir türkü… Geliyorum… Güneş olmaya göğüne… Eş olmaya göğsüne… Nefes nefese… Ben, evime dönüyorum…