Lavinya Dergisi
VARBoğulduğumuz anlar var. Boğuştuklarımızın altında kaldığımızda kesilen uzun soluklarımız var. Benzimizi sarartıp solduranlar var. Yüzmeyi öğrenmek isterken ıslanmayı göze almayıp dönüş yaptığımız noktalar var . Günler var uzayan. Emeklemeden koşmak, rimellerimiz akmadan ağlamak istediğimiz mevzular var .Çok şey var yaşanması gereken, yaşamadan yazmaya gücümüz var... Gülüşlerimizin kenarlarına iliştirdiğimiz acılarımız var.Oturup saatlerce hıçkırarak ağlamak istediğimizde şuan zamanı değil deyip kendimizi sıktığımız anlar var. Virgül koymamız gereken yerleri boş geçtiğimiz cümleler var, henüz oturup soluklanamadığımız. .Bağırmamız gereken yerde boğazımıza oturup ebedi misafir olmaya meyilli sözler var. Kinimizi kusamadığımız insanların mide bulantısı var içimizde . İğreti gözler , tahammül edilmesi gereken yüzler var. Toprağa çiçek ekip filizlenmesini bekleyemediğimiz günler var. Gül olup açılmayı bekleyen goncaların yapraklarına gözlerimizle yaptığımız baskılar var. Bize iyi hissettirecek birilerinin, varlığının olduğuna inancımız var. İşin içinden çıkamadığımız konularda imanımız var. İşimiz düşerse eğer çok güzel abilerimiz var. Kendi içimizde cumhuriyeti kurduğumuz anlar var. Kendi cumhuriyetimize her sabah uyandığımızda tekrarlattığımız milli marşımız var. Doğru zannedip yürümeye ant içtiğimiz yollar var. Henüz dünyada yokken isimleriyle var ettiğimiz bebekler var. Her gün yeni bir heyecana kapı açabilen kocaman bir kalbimiz var. Şükredilmeyi bekleyen konular, üzerine şiir yazılmayı bekleyen sevdalar var. Kavuşması gereken eller , yüreğe baskı yapan , bitmesi gereken hasretler var. Henüz oturup üzerine rakı içilmemiş şarkılar var. Çok şey var “var olmayı bekleyen” henüz zamanları var ...