Lavinya Dergisi

TURUNCU
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Çocukluk hafızanın en güçlü olduğu zamanlardır. Çoğu zaman gözlerini kapattığında aniden karşında beliriverir yansıması. Hatıralara dalmak büyük taştan merdivenleri çıkmak gibidir. Kimi zaman gözünde büyür adım atamazsın. Bazense yarı yolda nefesin kesilir yolu tamamlayamazsın. Ben her gözümü kapattığımda mavi denizlere misafir olan kayıklar gibiyim. Bulunduğum limandan karşıya gülümseyerek bakıyorum. Denizim dalgalı, inatçı. Çoğu gecelerim ise poyrazlı. Ama her zaman demir attığım liman sağlam. Gelen geçeni izliyorum yaşlı kamaramdan. Minik çocuklar geçiyorlar önümden. Pembe elbisesi yaldızlı kız çocukları parlak balonlarını üflüyorlar. Sarı tulumunu giymiş koşmaktan şapkası yana düşmüş oğlan çocukları arabalarını sürüyorlar yamacımda. Elele tutuşmuş yaşlı amca ve teyzeler iç geçirerek önümdeki banka oturuyorlar. Saçları yandan örülmüş kızla yaşlı dedesi hayaller kuruyorlar. Ben onların kayığı oluyorum birden. Karşı kıyılara geçiyoruz. Hiç görmediğim limanlara demirliyorlar beni. Şen kahkahalarla doluyor etraf. Aşina olmadığım mutlulukları fısıldıyorlar kulağıma. Cilası dökülmüş yanlarıma aldırmadan ailelerine dahil oluyorum. Hadi şimdi sen de kapat gözlerini usulca. Bırak dışardaki turuncu lambalar aydınlatsın karanlık sokağını. Kimse için bir şey olmaktan vazgeç. Kendin için herkesleşmekten kurtar kendini. Bırak hayallerinde eşitlenir belki de ruhunun masumiyeti.