Lavinya Dergisi

ŞÖVALYENİN DÜŞLERİ 2
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Yürek meydanında savaşırken ağır kayıplar verdiğinde
İstisnasız kuşatılıyordu zihnin her bir köşesi de
Hafıza bu savaşı bir güzel kaydederken
Maalesef, tarih bunu yazmıyordu…
 
Anladım ki az gidip uz gidemediği zaman
Dere tepe düz de gidemiyor insan…
Yaşanmışlık dediğin koca yük
Aslında etmiyor bir arpa boyu
Zamanı istediğin kadar eğ, bük...
 
Don Kişot arkada kaldı şimdi,
Yel değirmenleri ise rüzgârsız…
Dudaklarımda asılı bir tebessüm düşmeyi bekliyor
Benim derdim kendimle…
Çaresiz, yine yollardayım derdimle…
Ve bu yolculuk bitmez!
 
Hesap peşinde koşsa da insan,
Hiçbir matematik buna yetmez, inan
Çarp, topla; topla, çarp;  değişmez
Tüm ömrün özeti
Buruk bir ‘keşke’…
Mutsuzluklarını çıkarsan
Yalancı bir ‘iyi ki’ kalır geriye…
 
Savaş devam ediyor, edecek de…
Hem ne kadar özgür olabilir
Kendini kendine hapsetmiş bir şövalye…