Lavinya Dergisi

HASRETİN AŞIYOR YOKLUĞUNU
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Hasretin aşıyor yokluğunu
Boşlukta sallanan el
Tutamaz yorulan sesleri.
Neşe devri bitti,
Ağır tecrübeler oturdu yüreğime.
Dehşet vakitlerde
Aklıma geliyorsun,
Gelme .
Taşıyamıyorum omuzlarımda
Alıp gidiyorsun
Çizik hatıraları.
Ben burdayım hala
Haykırışlarım boğuluyor ardından
Donup kaldı eski günlerim
Ayıp düşünceler sardı dört yanımı
Sensizlik yorgunluğuma birikti,
Ayrılık hevesleri.
Kimseler bilmez birbirini
Yıkıldı dağlarım
Başka türlüsünü öğretti hayat
Gövdeden dal kırıldı
Kapılar son veriyor,
Ardına bakmadan gidenlerin adına.
Gölgeler saklanır oldu,
Sokak lambalarından.
Faydasız çizgiler geçiyor gözlerimden
Yağmurlar titriyor ellerimde
Bomboş kalmış mühim işaretler
Büsbütün perişanlık kokuyor üstümden
Anılar boyu gitmek geliyor içimden.
Vaziyetin çirkin yüzü belli
Yapışmış memleketime 
Ben de memleket gibiyim ya
Her gün belalar geçer üzerimden.
Yokluğun vurulacak yanı kalmadı,
Sığmıyor yedi iklime bile.
Uçurumdan itilmez ya menziller
Ne yapalım umutsuzluk duvarını
Birdenbire tükendi kandiller
Söylenecek ne kaldı?
Ölüye ağıttan başka
Toprak oldum ezildim gürültülerden 
Acılar çığlık atıyor hadsizce
Hala bir haber gelmedi senden