Lavinya Dergisi
ÖZE DÖNÜŞ
Zamanla insan değişir. Yaşadıkların seni şekillendirir; kimi yönlerini törpüler, kimini büyütür, kimini ise yavaşça susturur. Hayat, bir çeşit yeniden yapılanma süreci gibi görünür çoğu zaman: yeni bir kişilik, yeni bir bakış, yeni bir düzen kurma çabası… Ve çoğu insan, bir kırılma yaşadığında ilk refleks olarak “kendini yeniden yaratmayı” düşünür. Çünkü sanki başka biri olmak, her şeyi unutturacak gibidir.
Ama gerçekten öyle midir?
İnsan, sıfırdan yaratılacak bir şey midir gerçekten? Yoksa en başta sahip olduğu özü unutmuş bir yolcu mudur sadece?
Kendini yeniden yaratmak güçlü bir eylem gibi görünse de, bazen bir kaçıştır aslında.
Acıdan, hayal kırıklıklarından, kırılmış hayallerin gölgesinden kaçmak…
Yeni bir yüz, yeni bir ses, yeni bir isim belki... Ama ya içindeki sessizlik? O değişir mi?
Sana soruyorum:
Yeniden yaratmak mı istiyorsun kendini, yoksa aslında sadece unutulmuş bir “sen”i hatırlamak mı?
Çünkü çoğu zaman sorun, kim olduğun değildir.
Sorun, kim olduğunu neden unuttuğundur.
Unutulan; bir gülümsemenin neden doğduğu, bir melodinin neden hüzünlü geldiği, gözlerinin en son ne zaman parladığıdır.
İşte bu yüzden, belki de en iyisi öze dönmektir.
Çünkü gerçek dönüşüm, dıştan içe değil; içten dışa doğrudur.
Gerçek değişim, daha fazla “yeni” olmak değil; daha derin “sen” olmaktır.
Öz nedir peki?
Kırılmamış hâlin midir?
Yoksa hiç yalan söylemediğin, hayallere inandığın o ilk çocukluk mu?
Kendini gözyaşlarından değil, gözlerinin içindeki parıltıdan tanıdığın zaman mı?
Öze dönmek, geçmişe takılı kalmak değildir.
Geçmişin içindeki seni, bugünün bilinciyle yeniden kucaklamaktır.
Bir zamanlar olduğun kişiyi yeniden bulmak değil, o kişiye yeniden hak ettiği değeri vermektir.
Belki de kendini yeniden yaratmak, sadece unuttuğun özü hatırlamanın bir yolu.
Ve o özü hatırladığında fark edersin ki:
Sen hiçbir zaman kaybolmadın.
Sadece biraz sustun.
Biraz yoruldun.
Ama hep oradaydın.
Peki sen, gerçekten kendini mi yeniden yaratmak istiyorsun, yoksa kendinle yeniden tanışmak mı?
Yolun sonunda yepyeni biri olmak mı var, yoksa unuttuğun “sen”e sarılmak mı?
Ve şimdi, belki de en doğrusu;
Yeniden başlamaktan çok, kendine geri dönmektir.
Çünkü kim olduğunu hatırladığında, hangi yöne gideceğini de hatırlarsın.