Lavinya Dergisi

ŞUNGİT’İN KOZMİK SIRRI
Pelin ŞEHİDOĞLU

Sözcükler bir kaç hece lakin bilmezler ki bizim evrenimizde binbir gece.

Binlerce yıl öncesinin rüzgârlarını hâlâ taşıyan bir taşla tanıştınız mı hiç? Adı Şungit. Onu ilk kez elinize aldığınızda, sıradan bir siyah taş gibi görünebilir. Ama biraz dikkatli bakarsanız, içinde yankılanan bir sessizliği, sanki geçmişten fısıldayan bir nefesi hissedersiniz. Bilim onun karbon bazlı bir mineral olduğunu söyler; teknik, soğuk ve sade bir tanım. Oysa Şungit’i yalnızca bu şekilde anlatmak, Mona Lisa’ya bakıp "bir kadın resmi" demek gibidir. Çünkü bu taş sadece yerin altından çıkmamış ; sanki insanlığın ortak hafızasından  çıkıp gelmiştir. Şungit, hem toprağın karanlık damarlarında dolaşır, hem de biz farkında olmadan ruhumuzun en derin katmanlarına dokunur.

Bu siyah taş Rusya’nın Karelya bölgesinde , Onega Gölü kıyısında bulunur. Rivayetlere göre gökyüzünden düşmüştür, bir meteorun kalbidir belki de kimbilir... Eski şamanlar onunla suyu kutsar, hastalıkları def eder, kötü ruhları uzaklaştırırlarmış. Bir efsaneye göre, İvan Grozni döneminde bir köy vebadan kırılırken, ormanın derinliklerinde yaşayan bir kadın, Şungit taşını kaynar suya atarak herkese içirmiş ve köy halkını kurtarmıştır. O günden sonra taş, “Tanrı'nın kara armağanı” olarak anılmıştır.

Günümüzde alternatif tıp çevreleri ve spiritüel (fiziksel gerçeklikten ziyade ruhsal boyuta önem verenler) topluluklar Şungit’e olağanüstü özellikler atfeder. Bunlar arasında: 

Modern çağın görünmez tehditlerinden, cep telefonları ve Wi-Fi gibi kaynaklardan yayılan elektromanyetik radyasyona karşı bir kalkan görevi gördüğü söylenir. Şungit’in antibakteriyel özelliklere sahip olduğu ve suyu fiziksel ve enerjik olarak arındırdığı iddia edilir. Hatta Rusya’da bazı sağlık merkezlerinde Şungitli su kullanımı yaygındır. Meditasyon sırasında elde tutulan Şungit’in, zihni arındırdığı, negatif düşünceleri bastırdığı ve odaklanmayı artırdığına inanılır. Enerji alanını (aura) dengelediği ve stres, yorgunluk, depresyon gibi psikolojik durumları hafiflettiği söylenir. 

Şungit’in astrolojide doğrudan bir burca bağlandığı sık görülmese de, bazı ezoterik yaklaşımlarda Akrep, Oğlak ve Kova burçlarıyla ilişkilendirilir. Bunun nedeni, bu burçların dönüşüm, disiplin ve zihinsel enerjiyle olan bağlantılarıdır. Akrep gibi gizemin ve ölüm-yaşam döngüsünün burcu olanlar, Şungit’in karanlık ama şifalı enerjisine doğal bir yatkınlık hisseder.

Ayrıca, Kara Ay Lilith kavramıyla ilişkilendirilir. Astrolojide Lilith, bilinçaltının derin ve bastırılmış taraflarını temsil eder. Şungit’in enerjisi ise bu karanlık tarafları yüzeye çıkarma ve dönüştürme potansiyeline sahip olduğu için, spiritüel danışmanlar tarafından “Lilith taşı” olarak da anılır.

Sonuç: Bir Taştan Fazlası

Şungit’e baktığınızda sadece siyah bir taş görüyorsanız, ikinci kez bakın. Çünkü o taşta belki de dünyadan önce doğmuş bir bilgi saklı. Belki de onunla temas ettiğinizde, sadece elleriniz değil, bilinçaltınız da yıkanıyor. Kim bilir… Belki bazı taşlar zamanı unutmaz, sadece susar. Ama dokununca fısıldamaya başlar.