Lavinya Dergisi

LOKİ’NİN AYNASI
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

   Bir zamanlar, tanrılardan doğmayan biri vardı. Aesir (tanrılar) soyundan değildi; kökeni jotun, yani devdi.  Ama tanrıların yanında yürür, onlarla aynı sofrada otururdu. Kanı onlardan değildi belki ama kaderi beraber örülürdü. Ne içlerindendi tam ne de tamamen dışlarından. Her zorluğu çözer, her yangını söndürürdü. Fakat insanlar onun ne olduğunu değil, ne olmadığını konuşurdu. Yani yaptıkları ortadaydı, niyeti sorgudaydı. Yardım ederdi ama güvenilmez denirdi. 

   Zaman geçti. Tanrılar sessizleşti. Efsaneler gökyüzünden yeryüzüne indi. Loki unutulmadı. Sadece şekil değiştirdi. Şimdi onun silüeti her yerdedir. Bir plazada, en zor gününde herkese omuz atan ama terfide adı anılmayan kişidedir. Bir ailede, her şeyin yükünü sırtlayan ama “zaten yapar” denilerek fark edilmeyen kadındadır. Geniş arkadaş grubunda, tüm dertleri dinleyen ama suskunluğunda kaybolan adamdadır. İlişkilerde, fedakârlığı sessizlikle ödüllendirilen âşıktadır. Loki artık tek bir bedende değil. Parça parça bölünmüş halde insanoğlunun arasındadır. Yorulsa anlaşılmayan, küserse suçlu ilan edilendedir. Bir kez hata yapsa, geçmişi silinendedir. Lakin yine durup, soluklanıp, çözen ve toparlayandadır.

Ve bazen…

        Sırtında pelerin veyahut ellerinde kılıç yoktur.

        Kahraman denilen, alkışlananlar değildir.

Usulca ilmek ilmek çabalayanlardır.

Etrafınızı güzelleştirmek için uğraşanlardır.

En önemlisi;

İyice bakılırsa, onlar hep yanı başınızdadır.