Lavinya Dergisi

İNCELEN YER
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

        İp…

Gökte yürüyen cambazların çizgisidir. Sokakta neşeyle zıplayan çocukların oyunudur ve bazen bir gemiyi kıyıya bağlayan son umuttur. Hayat da bir ip gibidir aslında… Gerilir, İncelir, zamanla sınanır. İnsan ilişkileri ise pek ezber bozmaz: Sabırla örülür, emekle dokunur ama gün gelir, kopma noktasına varır. Bazıları ilk fırtınada vazgeçer, bazılarıysa sonuna kadar bekler ve tam orada, kalplerin niyetine göre yollar şekillenir.

Kimi gönül çok kişiye değmiştir ama hiçbirine dokunmamıştır. Onlar için vazgeçmek kolaydır. Çünkü “Bağ” kelimesinin kıymeti hiç bilinmemiştir. Sevmek, bir misafir olmuştur; gelip oturmuş, sıkılınca kalkmış ve gitmiştir. Ev sahibi ise, ip koptuğunda daima ellerini silkip, ardına bile bakmamasıyla övünmüştür. Çünkü o, ipe ne bir ilmek atmıştır ne de bir çözülüşten nasibini almıştır.

Ama gönül sadece birine tutunmuşsa… Onunla susmuş, onunla büyümüş, onunla gülmüştür. O bağ artık bir hatıra değil, ömürdür. Tüm kargaşaya sessizce dayanabilmenin adı okunmuştur. İp inceldiğinde düğüm atan, düğümü sadakatin nişanesi sayan, kırılmayı göze alıp, kopmayı onuruna yediremeyendir gerçek âşık. Nitekim yoldaşlık kalmakla olmuştur, kalmaksa onarmakla…



Bu satırlar yeniden yazılmadı. Dünün ve bugünün aynasıydı. Kitaplardan, türkülerden, sazdan, sözden süzüldü. Aşk, kolay vazgeçenin harcı değildi. O, yükü sırtlayan, yangını içinde taşıyandı. Bir düğüm çoğu kez yüzlerce anıyı sakladı. Ve son nokta, okura şairin sözü hatırlatıldı. Bu söz kulağa küpe yapılmalıydı:

“İnceldiği yerden kopsun demek yolda bulanların vefalısıydı. İnceldiği yerden düğüm atmak ise sadıkların şiarı.”