Lavinya Dergisi
İÇİMİZ KAN KUSUYOR!
Mehmet KEKEÇ
Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.
/FİLİSTİN'E...
Kırık hayaller,
gecenin tezgahında onarılırır.
gecenin tezgahında onarılırır.
İçe atılmış hisler,
şiirin avlusunda soluklanır...
Yol çetin, bahçesi tarumar yaşamın
her kavgada yumruklarım bilelenir
etme yazı kış, yazık etme
susma ne olur! kır çiçeği üşüyor
susma için için
bak son kale düşüyor!
Toprak kemikleri kusuyor
kırmızı, güllerin konusu değil artık
içimiz kan kusuyor
kan mecâzi değil artık!
Su sert, ekmek sırtlanın pençesinde
kanayan düşlere yara bandı gülüşler değil çare
timsah pusuda dişleri sivri,
aldanma gözyaşına timsahın sakın!
Buğulu gözlerden, ayıkla dikenli geçmişleri
sarıl zaman ilacına, terk et kendini
eriş kimsesizlerin imdadına
el kal, ellerin hüznü karşısında acına
kimsesizler kimsesinin dur yamacına
duaları bölüştür
bir avucundan öbür avucuna...
Toprak kemikleri kusuyor
kırmızı güllerin konusu değil artık,
içimiz kan kusuyor
kan mecâzi değil artık!
Var ile yok koyun koyuna
Koyun postu kurdun sırtında
Namlunun soğuğu şakakları aşıyor
Evlerden
çiçeklerden
şehirden
sokaklardan, çocuklardan taşıyor.
aşınırıyor kutsal ne varsa
kuruyor tazesi, yeşili
siyah siyah ah'lara bürüyor bakışları
mezarlar hazır sanki eşili
baharı kafeslere tıkıyor
serbest kalıyor kışları
eşkıyalar doymuyor kursağı deşili...
Toprak kemikleri kusuyor
kırmızı güllerin konusu değil artık
içimiz kan kusuyor
kan mecazi değil artık!
Karıncanın tepesinde tepiniyor filler
Şimdi faili malûm cinayetler
karınca yalnız kalınca, yalnız kararınca
dayanıyor hâlâ dimdik ayakta
sarılıyor orada binbir türden acıya...
Toprak kemikleri kusuyor
kırmızı güllerin konusu değil artık
içimiz kan kusuyor
kan mecazi değil artık!
Kâbem, evim, kıblem, kutsalım, yeminim
Sanma vahşilerin arasında kaldım, yetimim
Sancım, acım, duam, ilacım
Bu dava zafere yürüyecek eminim!