Lavinya Dergisi
SELENE VE ENDYMION Uyku: “Vücudun dinlenmesini ve beynin bir gün önce aldığı bilgiyi işlemesini sağlayan değiştirilmiş bilinçlilik hali.” olarak tanımlanır. Resmi olarak “Rem” ve “Non-Rem” uykusu olarak ikiye ayrılır. Ancak uyku, yalnızca bu kadarla sınırlı değildir. Ne çok sevilir öğlen uykusu, kıymetlidir gece uykusu. “Sadece gözlerimi dinlendiriyorum.” bahsi, cümlelerde geçer diğerleri. Rüyalar, koyunlar, masallar, hayaller devreye girer, her biri birbirine karışır. Peki, şu mitlerde yazılı sonsuz uyku var mıdır? Eğer varsa, kim bu durumu tatmak ister? Güzel Anadolu’ya gidilir, okunur ve mitolojide cevaplar aranır.
Kimine göre güneşin doğuşu başkadır, kimine göre ise yıldızların parlaklığı göz alıcıdır. Beşparmak dağlarında ise yaşayan ay tanrıçasıdır. “Selene”dir adı, güzelliği dillere destandır. Kahramanımız “Endymion” ise Bafa Gölü kenarında sürüsünü otlatan bir çobandır. Kavalını çalar, doğa bu melodilere coşar. Güneş ve çoban, görevini bitirip çekilirken yerine ay tanrıçası gelir. Selene, Helios ve Eos’un kardeşidir, çok güzeldir. Boğaların çektiği gümüş bir araba ile dünyayı dolaşır. Başında yarım ay, elinde meşalesi vardır. Dünya’ya yolculuk etmeden önce denizde veyahut Bafa gölünde yıkanır. Sonra gökyüzüne yükselir. Her akşam tanrıçanın Bafa Gölünde yıkanışını izleyen çoban ona âşık olur. Kavalını daha içli üfler. Melodi bulutlara çıkar. Endymion sürüsünün başında kimi zaman geceyi geçirmek için sığındığı mağarada sere serpe yatar. Selena da izledikçe ona âşık olur. Genç çok yakışıklıdır. Tanrıça çobanın uyumaya başlamasının ardından gizlice ona yaklaşır. Gecelerini yanına sokularak geçirir. Böylece gündüzler ıstırap gibi gelmeye başlar. Homeros’un dizelerinde onların aşkı şöyle yer bulur:
“Parlak ayın çerçevesinde sayısız yıldız,
Rüzgarsızken duru gökyüzü,
Nasıl yanarsa ışıl ışıl.
Bütün doruklar, sivri kayalar ve çayırlar.
Nasıl serilirse göz önüne.
Gökler yırtılıp da açılır,
Tekmil yıldızlar görünür.
Ferahlar yüreği çobanın.”
Tanrılar kâh onların aşklarını kıskanır, kâh hoşnutlukla izler. Zeus bu büyük aşkın büyüsünden etkilenir. Çobana bir dilek hakkı sunar. Genç, ne para, ne zenginlik, ne de şan şöhret ister. Sonsuz bir uykuya yatmaktır dileği. Böylece, sevgilisiyle geçireceği anları ölümsüz kılacaktır. Zeus şaşırır fakat sözünü tutar, onu sonsuz bir uykuya yatırır. Selene elbette her gece gelip Endymion’u öper, koklar. Sevdiğine asla ihanet etmez. Yüzyıllar geçer. Kim bilir belki ikisi de hala Latmos Dağları’nda, o uyku içinde aşkla bekletilmektedir.
Tanrılar kâh onların aşklarını kıskanır, kâh hoşnutlukla izler. Zeus bu büyük aşkın büyüsünden etkilenir. Çobana bir dilek hakkı sunar. Genç, ne para, ne zenginlik, ne de şan şöhret ister. Sonsuz bir uykuya yatmaktır dileği. Böylece, sevgilisiyle geçireceği anları ölümsüz kılacaktır. Zeus şaşırır fakat sözünü tutar, onu sonsuz bir uykuya yatırır. Selene elbette her gece gelip Endymion’u öper, koklar. Sevdiğine asla ihanet etmez. Yüzyıllar geçer. Kim bilir belki ikisi de hala Latmos Dağları’nda, o uyku içinde aşkla bekletilmektedir.
Kıssadan hisse; bazıları için uyku basit bir dinlenme, bir arınma halidir. Bazıları içinse bir dilek ve sonsuz huzurdur. Selena ve Endymion’un aşkı, sıradan bir uykuya dönüşmekten çok, ölümsüzleşme arzusudur. Oysa en şatafatlı dilekleri dileme hakkına sahipti çoban, en basitini seçmiştir. Çünkü bazen en büyük ödül, en sade şeylerde saklıdır. Birlikte geçirilen zaman en kıymetli hazindedir. Ey insanoğlu unutma ki senin küçümsediklerin, belki bir başkasının en büyük hayalidir. Arzular geniştir. Yazara düşen son satır, sessizce iyi uykular dilemektir.