Lavinya Dergisi

HARABE
Belinay KARAGÖZ

Satırlar ruhum, kelimeler ruhumdaki yara izleri. Ve cümleler; yaralarımı iyileştiren merhem gibi.

Giderken evimi dağıttın, camlarımı kırdın. Her boşluğunda da evimi harabeye çeviren sen değilmişsin gibi geri geldin, kapımı çaldın. Giderken içimde yaralar açtın. Yaralarım kapanmadan, içim soğumadan geri geldin. Sen giderken ben seni unutmaya yemin ettim. Sen hep geri geldin, ben seni hiç unutamadım. Ben kendime verdiğim sözü bile tutamadım. Seni içimde bir köşede hep affettim ama söyleyemedim. Hep gelmeni istedim ama gel diyemedim. Ben hep sana gelmek istedim ama hiç gelemedim. Senden sonra çok gece ağladım. Gidişine değil, seni affettiğimi kabul edemediğime ağladım. Ben evime dönemediğimden değil, o eve başkaları girdiğinden ağladım. Ben çok ağladım ama sen hiç duymadın. Sen beni hiç vaktinde görmedin, hep sonradan fark ettin. Sen başkaları için bana hep geç kaldın. En çok da başkaları için bizi harcadın. Sahi, madem bir başkasını alacaktın o kalbine, bizi neden ziyan ettin? Madem beni böyle üzecektin, neden bu kadar iyi davrandın? Neden kalbimde çiçekler açtırdın, sana güvenmeme izin verdin? En zoru da buydu işte. Sen gittikten sonra yere çakıldım. Sen beni öyle güzel sevdin ki, bir başkasını da böyle sevmeni kaldıramadım. Bir sabah senin sevgin olmadan uyanmayı kendime yakıştıramadım. Her geldiğinde kimsenin beni senin gibi sevmediğini anladım. Senin gibi dinlemediğini, senin gibi bakmadığını çok iyi anladım. Her şeyi o kadar iyi anladım ki bir daha kimseye güvenmedim. Ama biliyorum; bir gün gittiğin gibi geri geleceksin. Her zaman yaptığın, en iyi yaptığın şey gibi geleceksin kapıma. O zaman ben çoktan başkasının gözlerine bakıyor olacağım. Mevzu başkasını hayatıma almam değil, mevzu başkasını gerçekten sevmem. Sen kapıma geldiğinde ben başkasını gerçekten seveceğim. İşte o zaman anlayacaksın, kapısını çalmak istediğin evin önünden geçmek nasıl bir hismiş.