Lavinya Dergisi
ÇÖL VE İYİLİK![](/wwwroot/storage/images/products/NURTEN KELLEVEZİROĞLU TOSUN.jpeg)
Doğum, yaşam ve ölüm. Üçken değişmez bir bütün. Varsın bugün, yoksun öbür gün. Sevip, sevilen şanslı insanoğullarından mısın, düşün? Peki, bunu hak edecek ne yaptın, bugün? Dört başı mamur musun, her öğün?
İyilik ve kötülük konuşulur, dilin kendisi hür. Mutluluk kulun içinde, keşfedemeyenler yaşadı paldır küldür. Peki, kimdi keder ve kaygıya teslim olan, dün? Bilmezler mi kötülerin kökü kazınmaz bir ömür. Aldığı her nefes dua, içinde büyüyen hakikat, tüm dünya nimetleri önünde serili ey gözleri kömür. Sana zalimlik edenlerden usulca uzaklaş ki olsunlar zihninde birer karikatür. Bir kötü ile karşılaştın diye, gönlünü iyiliğe etme mühür. Nice hikâyeler anlatılır, oku kalemi kuvvetli olanlar yazmış çok şükür.
Derler ki, çölde devesi ile yürüyen bir çöl insanı, susuzluktan ölmekte olan o adama rastlamış. Adam su istemiş. Çöl insanı devesinden inip garibana suyundan vermiş. Suyu içen adam nefeslenmiş, kendine gelince çöl insanını ittiği gibi devesine el koymuş. Atlamış üstüne kaçmaya başlamış. Çöl insanı şaşmış ama durmamış arkasından bağırmış:
- Tamam devemi çaldın lakin senden bir ricam olacak. Sakın ola bu olaydan kimseye bahsetme.
Bu isteği çok anlamsız bulan hırsız adam dayanamamış arkasına dönüp sormuş:
- Neden?
- Eğer bu yaptığını anlatırsan, kulaktan kulağa yayılır ve çöl insanları bir daha gerçekten yardıma ihtiyacı olana yardım etmezler.
Anlayana tevatür. Hırsızın ayağına kötülük dolanmaz mı ettiği görünür. Çöl insanı yardım etmeyi bırakır mı, bir daha olur mu tarih tekerrür? Herkes yaşayıp görür. Çoğu zaman insanoğlunun beklediği sade bir teşekkür, bazen de içten bir özür.
“Bırak yaratana, et tevekkül. Eline, diline, beline sahip ol ki şu imtihanda gül.”