Lavinya Dergisi

HİRAETH
Belinay KARAGÖZ

Satırlar ruhum, kelimeler ruhumdaki yara izleri. Ve cümleler; yaralarımı iyileştiren merhem gibi.

Sensiz uyandığım kaçıncı sabah bilmiyorum ama senden vazgeçtiğim ilk sabah. Kalbimi acıtmadığın, yüreğimi yakmadığın ilk sabah. Senin ölümün, benim bayramım bu sabah.


Benim içimdeki fırtına dindi, şimdi seninkine ateşler düşecek. Benim ziyan olan emeklerim senin ciğerini yakacak. Önce kanadımı kırdığını, sonra beni düşmekten kurtardığını nasıl unutacak o vicdanın? Kanadımı kıranın sen olduğunu bilmiyormuş gibi inandım sana. Beni tutan sendin ya, kırılan kanadım olsun dedim. Şimdi bunun ağırlığını nasıl kaldıracak o kalbin? Gün gelecek, vicdanın seni uyutmayacak. Gözünü kapattığın her an aklına gelecek, merhametimi kullandığın her gün. Sağa döneceksin, beni terk edip gittiğin gün gelecek aklına. Sola döneceksin, ben ağlarken başkalarıyla güldüğün günler gelecek. Sen o yatakta uyumak için kıvranacaksın, benim aklıma bile gelmezken.


Ben seni hiçbir zaman hatırlamayacağım ama sen beni hep güzel hatırlayacaksın. Seni nasıl sevdiğimi, gözlerine nasıl umutla baktığımı hiç unutmayacaksın. Yaşadığımız her an yüzünde buruk bir tebessüm olarak kalacak. Bir daha geri gelmeyeceğini bileceksin. Nasıl olsa her çağırdığında gelirim diye düşünüyordun ya, şimdi bıraktığın yerde bulamayacaksın beni. Benim ağlamaktan anlatamadığım günleri sen gururundan anlatamayacaksın insanlara. Sahi, bu saatten sonra ben kendimle bile konuşmam ya, sen kime anlatırsan anlat geçmeyecek.


Şimdi sen söyle, ben senin her zerreni unuttum ama sen, için böyle yanarken beni nasıl unutacaksın?