Lavinya Dergisi

CAM TAVAN
Pelin ŞEHİDOĞLU

Sözcükler bir kaç hece lakin bilmezler ki bizim evrenimizde binbir gece.

Hayatta bazen, bir odanın içine hapsolmuş gibi hissederiz değil mi? Gözlerimizin önünde bir kapı varmış gibi, sadece bir adım attığımızda dünyamızı değiştirebilecek gibi. Fakat ne zaman o kapıya ulaşsak, elimizi uzatsak dokunduğumuz şeyin soğuk bir camdan olduğunu keşfederiz. İşte bu, cam tavanın ta kendisidir. Üzerimizdeki bir güç gibi özgürlüğümüzü sınırlayan görünmez lakin sarsılmaz bir bariyer. O kadar şeffaftır ki anlamayız genelde orada duranın bizi hapsettiğini.


Cam tavan teoremi, kadınların ve çeşitli dezavantajlı grupların hayallerine ulaşmak için tırmandıkları merdivenlerde nasıl durdurulduklarını, nasıl engellendiklerini bize anlatır. Ancak asıl acı veren, bu engelin bu görünmez bariyerin kırılgan gözükmesidir. Yeterince çaba gösterildiğinde belki kırabiliriz umudu taşır. Lakin bilinmez ki o tavan öyle bir tasarlanmıştır ki ne kadar gücünüz olursa olsun kırılmayıp, sizi daha da yormak amacı güder.


Kimi zaman iş yerinde en çok çalışan siz olursunuz ama terfi başkasına gider. Kimi zaman yaratıcılığınızı konuşturur muhteşem projelerle öne çıkarsınız ama övgü başkasının olur. Çaba ne kadar kutsal olsa da hep bir ‘’ama’’ vardır karşınızda. ‘’Ama kadınlar daha duygusal’’. ‘’Ama bu işin altından bir kadın kalkabilir mi ?’’. ‘’Ama daha uygun bir aday bulabiliriz.’’.Oysa ‘’ama’’ lar sadece gerçeğin üstünü bir örtü gibi kapatan materyaldir neticede. Cam tavan bize, başarıya giden yolların bazı gruplara hak bizlere de sadece seyirci olmayı layık gören düzeni anlatır.


Kadınlar, siyahiler, LGBT bireyler ve toplumsal olarak dezevantajlı kabul edilen herkes bu cam tavanın acısını en yüksek dozda hissedenlerdir. Bir kadın kariyer basamaklarını tırmanırken gitgide yalnızlaşır. Çünkü yukarda onu bekleyen kimse yoktur. Zirveye yaklaştıkça o camın soğukluğunu her hücresinde hisseder. Gökyüzüne bakıp ona dokunmayı beklerken bunun sadece biz illüzyon olduğunu fark eder. Cam tavan kırılmazsa, dünya da değişmez.


Her şeye rağmen değişim mümkündür, zor ve meşakkatli olsa da. Bireysel başarı değildir onu kırabilmek, toplumun yeniden değişimi ile şekillenir yolculuk. Her kırılan cam başkasına umut ışığı olur. Belki de bu sebeple en çok cesarete ihtiyacımız var. Her nerde olursa olsun bir kadın bir adım attığında, bir cam kırıldığında, yenilerine kapı açmak için cesaret en büyük dayanağımız olmalıdır.


Kırık camların sesi, toplumun değiştiğinin habercisidir. Bu teorem kader değildir. Ne zaman ki birbirimize el uzatır destek oluruz işte o zaman o görünmez duvarlar aşılabilir. Cam kırıldıkça içeriye daha ışık dolar. Ve belki bir gün, ve belki hep birlikte o tavanın olmadığı bir dünyada yaşayabiliriz.


Gökyüzü hala orada ve bizi bekliyor. Yeter ki el birliğiyle hepimiz bir darbe vuralım…