Lavinya Dergisi
SİSİFOSTıpkı hayat gibi…
Yunan Mitolojisinde adı geçen Sisifos (Sisyphos), hilekârlığı ve sahtekârlığı ile nam salmış bir kraldır. Hakkında öyle şeyler anlatılır ki tanrıları çok zorlar ve sinirlendirir. Yaptıklarının sonucu olaraktan ömür boyu sürecek enteresan bir cezaya çarptırılır. Sisifos, dağın eteğinde kaya ile baş başa bırakılır. Hedefi kayayı dağa çıkarmaktır fakat bedeli tam zirveye çıktığı anda kayanın her seferinde aşağı yuvarlanır, süreç böylece yeniden başlamaktadır. Kral, kısır döngüyle yaşamaktadır. Sisifos sonsuza dek sürecek bu durumun farkındadır. Buna rağmen bir umutla, tanrılara başkaldırıp kayayı dağa iterek yola revan olmaktadır. Kral, birçok kaynakta mutlu olarak anlatılmaktadır. Çünkü tasvire göre o kayaları kaldıran üstün sadıklığı öğrenmekten haz almaktadır. Albert Camus ise filozofik felsefe ile varoluşçuluğu birleştirip, ölüm ve ömür üzerine derin anlamlar yüklemektedir. Yani kahraman kimine ilham, kimine kaygı kaynağıdır.
Gündelik hayatta insanoğlu, mucizeler ve zorluklarla sarmalanmıştır. Bilinen veyahut bilinmeyen, ne çok güçlükle çabalamaktadır. Yabancılaşma, anlamsızlık hissi, sorunlar… İnce düşünmek, beyni yormaktadır. Kim bilir belki o en çok sevdiğinizin zihin, nice sıkıntılarla çalkalanmaktadır. Sisifos gibi her gün kayayı zirveye yuvarlamaktadır, çıkmaktadır, düşmektedir, yorulmaktadır, tökezlemektedir, bilinmeyene yol almıştır.
Tahmin edilmeyen sıradan tek bir söz, gönül kırmaktadır. Pireyi deve yapmaya gerek var mıdır? Gün zaten zordur, yaslanılan olmak asıl başarıdır. Yar ve yarenlik kolay mıdır? Seni seviyorum demenin sayısız hali vardır. Mesela sevmek bazen susmak, duymamak, ağızdan çıkan söze hâkim olmak, saç okşamaktır. Nezaket ve zarafet güzeli tanınmış mıdır? Bir gülümseyişin gönüllere ilham verdiği unutulmuş mudur?
Aşk, şu koca kayalara el atanlardan olmaktır.
İncelik, karşındaki boşa çabalasa dahi alkışlamaktır.
Bir gün düşmeyecek gibi…