Lavinya Dergisi

HAYAT YÖNETİMİ DERSİ HAYÂL Mİ, GERÇEK Mİ ?
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

Sınıf yönetimi şüphesiz eğitim fakültelerinde okuyan öğretmen adaylarının en çok zorlanacaklarını düşündükleri konuların başında gelir. Öğretmenliğe adım attığımdan bu yana üzerinden epey bir zaman geçmesine rağmen hâlâ benim için her gün farklı bir formatla karşıma çıkan bir bilmece niteliğinde. Bazı anlar oluyor ki - çocukların dikkatini çekmek, anlatacağım veya keşfedeceğimiz konu öncesi akıllarında ve ruhlarında açık olan sayfaları kapatıp - tertemiz bir sayfa üzerinde kalıcı ve etkili öğretiler için sınıf yönetiminin o ince detaylarına ihtiyaç duyuyorum. Yine böyle sınıfta tıkandığım bir anda öğrencilerimin dikkatini kendime çekmek için "Dilek kapınız açılsa ve bir süper güce kavuşacak olsanız nasıl bir süper gücünüz olsun istersiniz? " diyerek - hepimizin bir zaman mutlaka düşündüğü- o meşhur imdat çekiciyle zihinlerinde açık olan tüm sayfaları tuz buz edip girdim hayâl hanelerine. Aldığım bazı cevapları sizlerle de paylaşmak isterim. Malumunuz ki her cevap "öğretmenim" cümlesi ile başlıyordu.

Öğretmenim:

-Zamanı istediğim an durdurmak isterdim.
-Bir süper göz ile geleceğe bakıp, başıma gelecek kötü olayları önceden görüp, tedbir almak isterdim. (Birebir cümle)
-Dünyada oynanan bütün oyunların içerisinde olmak isterdim.
-Kapıların içerisinden geçip, arzu ettiğim ülkelere gitmek isterdim.
-Zamanı ileri ve geri alabilmek isterdim.
-Gözümden lazer çıkarıp tüm kötüleri yakmak isterdim. (Kötüleri burada ben ekledim :)
-Hayal ettiğim her şeyin önüme gelmesini isterdim. ( Tembel dedim ona o sırada demek her şey ayağına gelsin istiyorsun "gülüştük")
-İnsanların girdiği zaman nefessiz kalıp yaşayamadığı ortamlarda nefes alıp yaşayabilmek isterdim.
(Sınıfın en hayâlperestlerinden)
-Görünmez olmak isterdim. (Yüz kişiye sorduk ve beş popüler cevap aldık sorularında popüler olan cevaplar Vol 1)
-Uçabilmek isterdim (Vol 2)

 Sonra birisi girdi araya ve şu cümleyi ekledi. "Öğretmenim ama bunların hiçbiri gerçek olamaz bunlar, hayâl!"

Hayâl kurmayanların gerçekleri olamaz diyerek başladım cümleye. "Hayâllerimizin bittiği gün, gerçeklerimize toslarız " diyerek devam ettim. Hatta belki üçüncü sınıf çocuğuna çok daha ağır gelebilecek olan şu cümleyi de eklediğimi itiraf etmeliyim. Hayallerimiz çoğu zaman gerçekleşecek gerçeklerimizden de daha lezzetlidir. Yaşlarına oranla fazlasıyla ağır olan bu cümle çocukları biraz afallatmıştı. Örneklerle açıkladım sonra. Dünyanın en lüks arabasını alma hayâli ona binmekten daha heyecan vericidir. Bir kitap yazma hayâli o kitabı yazdıktan sonra o kadar mutlu etmeyebilir. Gerçekleşen her hayâl daha büyük hayâllere merdiven olur. O sebeple hayâli olmayan insanların gerçekleri sığ kalır.

Bazen sınıf yönetiminde yapmaya çalıştığım bu şeyi "Hayat Yönetimi" dersinde herkes kendi hayâl sınıfında uygulamalı diye düşündüm. ( Sessiz düşündüklerimi sesli düşünün lütfen...) Kafanızın içinde sizleri herhangi bir yere götürmeyen tüm sekmeleri alt+F4 yaparak klavye tabiri ile kapatın ve eşsiz bir müzik eşliğinde hayâl kurmaya başlayın. Bedeniniz hâlâ hayat fonksiyonları gösterirken ruhunuz çoktan sizi terk etmiş olabilir. Bedeniniz dünyayı görürken ruhunuzun gözünü kapatmış olabilirsiniz farkına varmadan. Hayâl ile çocuklar nasıl heyecanlanıp derse döndüyse sizler de hayâlleriniz ile dönün hayata. Bakın heyecan ile damarlarınızdan giren kortizol sizi nasıl bir kalp masajı ile döndürüyor hayata. Çünkü heyecan ile hayâl birbiri ile yaşamaya alışık iki dost. Biri gidince öteki de kayboluyor.

Sözü daha fazla uzatmama gerek yok sanırım. Bugün dersime hayâl ile de olsa ortak oldunuz. Ben size yazarken sınıftaki öğrencilerimden biri olmayı hayâl ettim. Ne de olsa söz önce özüme. Peki sen kendini ne olarak hayâl ettin?...