Lavinya Dergisi
KUYUDip ve tepe… Peki, farkları ne? Biri insanı mest eder, ötekisi yerle yeksan. Sahi daima dört başı mamur yaşar mı insan? Dipte; yankılanır ses, haykırış, isyan. Ya tepe; oldukça yakınsa ve sadece gerekliyse silkinmen ey insan. Mesnevideki hikâye anlatıcısı ders verir ve gelir yine bilgelerden cümleler geçidi nice armağan.
Günlerden bir gün, köylerden birinde bir çiftçinin çok sevdiği eşeği kör kuyuya düşer. Eşek saatlerce acı içinde kıvranır ve nihayetinde sesini duyurur. Sahibi gelir, bakar ki eşeği kuyunun dibine düşmüştür ve çareyi köylülerden yardım istemekte bulur. Ahali düşünüp taşınır fakat eşeği kurtaracak bir yöntem bulamaz. “Görseydi! Müstahak! Aklı başına gelsin!” diye hayıflananlar da kulak ardı yapılmaz ve sonunda imkânsızlığa karar verip, bunun için çalışmaya değmeyeceğine kanaat edilir. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmektir. Çoğunluk küreklerle kuyunun içine toprak sallar. Zavallı hayvan can havliyle üzerine gelen toprakları silkelenerek atar. Bir süre sonra hayvan ayağının yükseldiğini fark eder. Durmadan bağırmayı bırakır, sessizlikle plan yapmaya koyulur. Toprak atıldıkça da kuyuyu doldurur ve eşek yukarı çıkar. Köylüler duruma çok şaşırır. Oysa onların amacı kuyuyu örtmekle sarmalanmıştır. Böylece hem eşeğin sesi kesilecek, hem başka bir canlının kuyuya düşme ihtimali olmayacaktır. Lakin bilmeden eşeğe büyük bir iyilik yapmışlardır. Denge tamdır.
Hayatın tüm tozu, toprağı, stresi, yükü, ihaneti, karmaşasını omuzunda hissettiğin an. Belki çözüm daha yakın veyahut onlar sana birer kalkan. Unutma ki hayat dediğin geçtiğin konforu bol, o han. Gökyüzü ve yeryüzü donatılmış nimetlerle, dayan. Değişir aylar, yıllar, dertler, kederler, zaman ve mekân. İbret olsun eşeğin kuyudaki hali. “Kıssadan hisse.” yerine kullanılsın “Eşekten hisse.” Sorun mu? Sorun; bazen çözümün kendisine verilen anlam. Çözüm mü? Tepe görünmese dahi toparlan! Kötümserlik uykundan uyan!