Lavinya Dergisi
KENDİMLE KAVGAM-1
Yalnızlığın iliklerime kadar işlediği bir gün. Sokakta her şey rutininde devam ediyor. Simitçi sesini biraz daha yükseltip daha fazla simit satma derdinde. Ayakkabı boyacısı çocuk masumiyetiyle yapmakta bunu. Herkes hızlı adımlarla bir yerlere yetişme gayesinde. Kimi edebiyle yürürken, kimi son fırtını aldığı zımbırtısını yere fırlatmakta. Durup sokağı izledikçe yalnızlığımı daha iyi anlıyorum. Çünkü benim etrafımda pek fazla insan yok. Ama etrafı kalabalık olanları görüyorum ki, onların durumu benden daha vahim. Sahte kalabalıklar sarmış çoğunun etrafını. Menfaati samimiyetin önüne geçirmiş birçoğu. Kıymetli duyguların içini boşaltmışlar. Güven, kağıda yazılmış ve altına imza atılmış bir hal almış. Önemsemek, kimin elinden çıktığı belli olmayan kalıplaşmış smsler veya fotoğraflı kandil mesajlarına yerini bırakmış. Samimiyet, sahte gülücüklerle belli edilir olmuş. Ve sevmek, ancak anne babada hissedilir olmuş.
İşte böyle hissediyorum. Dertlendiğim herşeyin müsebbibini en başta kendim biliyorum.