Lavinya Dergisi
BU ÇAĞDA BİR YOL"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...
Dört yanı acıyla, ızdırapla çevrili bu çağın teselliye ihtiyacı var sevgili okur. İnsanın bedeninde acı çeken ruhunu teselli etmesi gereken çağ, bu çağ. İnsanın insana acıdan başka bir şey vermediği bu çağ... Dünya geçici bir mekan, hayat yürünmesi şart bir yol, sen ben biz hepimiz bu yolun yolcuları; ayak izi olmayan yollardan iz bıraka bıraka, menzili düşünmeden, yol ile yoldaş olmalı, yaşamdan ancak böyle geçmeliyiz.
Burası dünya, biz içinde misafir...
Attığımız adım geçici, soluklandığımız mekan geçici, canımız fâni...
Bakilik aradığımız şeyler altında ezilmeden bu fâni canın başına gelen her şeyi olması gerekiyordu ki oldu teslimiyeti ile karşılayıp, musibetlerin bizi diri tutacağı inancına sıkı sıkı sarılmamız gereken çağ. Elinde olana sarılıp, olmayanın esiri olmadan; güzele ihtiyaç duyduğumuz kadar kötüye de muhtaç olduğumuzun bilincinde olarak geçilmesi gereken çağ. Temizi temiz eyleyen yine kirlidir çünkü.
"Hayat çözülmesi gereken bir sorun değil, deneyimlenmesi gereken bir gerçekliktir" der Kierkegaard. Bu yokluk diyarında hiçbir şey çözümsüz değildir sevgili okur.
Bu yokluk ki vâr oluşumuzu bile sorgulatır. İnsan bedenindeki hücreler her saniye kendini yenilerken bir benlikten bahsetmek mümkün müdür?
Ve ben dahi diyemediğimiz dünyada haklı bir sahiplenmeden söz edemeyiz. Bu hiçlik gölgesinde, yaşadığımız sorunlar karşısında olayın merkezinde kendimizi kaybetmeden, bir başkasını izler gibi yol almalıyız kendimizden yine kendimize.
Yaşamalı sevgili okur, hem de öyle bir yaşamalı ki yol kendini yoldaş bilmeli...
Ne mutlu yoldan gelip yola gidenlere...
Ne mutlu yol ile yoldaş olanlara...