Lavinya Dergisi

UMUT VE UMUTSUZLUK ARASINDAKİ KÖPRÜ: İKİNCİ ŞANS
Sıla Nisa ÜNAL

En derin arzumuzdur aslında yalnızlık.

Sizce herkes ikinci bir şansı hak eder mi? Ya da insanların ikinci şansı verdiğimizde değişeceklerine inanıyor musunuz? Hayatın kendisi, değişimle örülmüş bir yolculuktur. Eminim biliyorsunuzdur ki Herakleitos’un çok ünlü bir sözü vardır: “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Sizce bu söz doğru mu, hayattaki her şey değişebilir mi? Yalancı bir insan sevdiği insanı kaybetmemek için değişir mi? Bir hırsız yaptığı şeyin kötü olduğunu gerçekten anladıktan sonra veya ihtiyacı kalmadıktan sonra değişebilir mi?

İnsanoğlu olarak bebekliğimizden yaşlılığımıza kadar sürekli bir değişim içerisindeyiz ve bu değişim kaçınılmazdır. Bazen konuşma tarzımız değişir, bazen düşünme tarzımız, bazense tamamen kişiliğimiz değişir. Çoğu zaman değişim insanlara iyi gelir. Kimi zaman evde otururken eşyaların yerini değiştirmek dahi kafamızı boşaltmaya ve kendimizi iyi hissetmeye yardımcı olur. Bazense tam tersi korkutucu olabilir. Değişmekten korkabiliriz. Güzel giden bir şeyin değişmesinden, hayatımızın değişmesinden, düzenimizin değişmesinden. Ve bunları düşünmek de her daim yorucu olmuştur. Değişim hiçbir zaman tek başına gelmez. Beraberinde her zaman başka şeyler de getirir. İkinci şansı verdiğimiz insanın değişme olasılığı bu yüzden yüksektir. Fakat bunun tersini iddia eden bir görüş de vardır. Buna birkaç atasözü ile örnek vermek isterim ki: “Huylu huyundan vazgeçmez” veya “İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de o olur.” Bu sözleri hayatımız boyunca tabii ki duymuşuzdur fakat hangi tarafa inanmamız gerektiğini kendimiz seçmek zorundayız. Peki hep başka insanlara şans vermekten bahsediyoruz fakat ikinci bir şansı kendimiz hak ediyor muyuz? Öncelikle kendimizi bunu sormalıyız. Daha önce hiçbirinden ikinci bir şans istedik mi, istediysek eğer değişebildik mi? Ardından karşımızdaki insanın buna deyip değmeyeceğini düşünmeliyiz. Bence iki görüşe de uyan insan tiplere farklı çünkü sevdiğiniz bir insan, sizin ısrarlarınıza, hoşlanmamanıza rağmen aynı şeyleri yaptıysa ve ikinci şans istediyse, onu sevdiğiniz için muhtemelen ikinci bir şans vereceksiniz. Fakat sizi hayal kırıklığına uğratıp o şansı mahvedebilir veya size verdiği değerden ötürü onu iyiye kullanabilir. Lakin bazen o ikinci şansı verip vermeyeceğimiz konusunda o kadar kararsız kalırız ki, bazen de o ikinci şansı vermeyiz. O zaman bile tam anlamıyla mutlu olur muyuz bilemiyorum. Çünkü bazen şans vermediğimiz için bile kendimizi üzeriz. Acaba versem değişir miydi? diye düşünürüz. Sonuç olarak, hayatın değişim ve ikinci şanslar üzerine kurulu olduğunu kabul etmek, bize hem cesaret hem de anlayış getirir. İkinci şanslar vermek hem risk almayı hem de umut etmeyi gerektirir. En nihayetinde, günün sonunda yalnızca kalbimizin sesini dinlemek zorunda kalırız.