Lavinya Dergisi

PETER PAN SENDROMU
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

İskoç roman ve oyun yazarı James Matthew Barrie’nin yazdığı karakter Peter Pan; büyümeyi reddeden haylaz bir çocuktur. Var olmayan ülke (Neverland) adında küçük adada yaşamıştır. Tinker Bell ve Kayıp Çocuklar Çetesinden arkadaşlarıyla maceralara koşmuştur. Durmaksızın Korsan Kaptan Hook ve mürettebatına meydan okumuştur. Peki, bugün Peter Pan yaşıyor mudur? Sayıları çok mudur? Durum; sorumluluk almayı sevmemek, olgunlaşmamak, ertelemek, çocuk kalmak isteğiyle bağdaşıyor mudur? İsmi gündelik yaşama derleyen Psikanalist Dan Kiley 1983 yılında yazdığı “Hiç Büyümeyen Erkekler” kitabında bu ruh halini detaylarıyla paylaşıyor ve işte hastalık tablosu budur! “Kavram, çoğunlukla otuzlu yaşlarla başlayan bir duygu durumudur.

” Yazar, “Benmerkezci yaklaşım ve bundan kaynaklı, insanlarla kuvvetli bağlar kuramamak. Yaptığı hatalardan sorumluluk almamak, devamlı başkalarını suçlamak, iş yerinde sorunlu gidişat, sıklıkla görev değiştirmek, duygusal ilişkilerde karşıdakine ebeveyn rolünü üstelemek, uzun süreli planlar yapamamak, anı yaşamak, bütçe planlarını es geçmek…” gibi maddeleri de sıralamıştır. Kiley’e göre, kitabın isminden de anlaşılacağı üzere, bu hastalık tablosu çoğunlukla erkeklerde görülmektedir. Bunun nedeni toplumun küçüklükten itibaren yüklediği cinsiyet rolleridir. Kız çocuklarına nazaran daha özgür ve konforlu alan tanınan erkek çocukları büyüdüklerinde bu alandan çıkmak istememektedir ve terk bir hayli zordur. “Her kadın bunlardan birini tanımıştır, bunlardan biriyle evlenmiştir. Bunlardan birini terk etmiş ya da bunlardan biriyle ilişkisini sürdürmektedir. Ancak bunlardan birine direnebilen kadın yoktur.” cümlesine de kitabında yer vermiştir.

Belki de Peter Pan-lar her baktığımız köşede mevcuttur. Her biri şu olmayan ülkeyi arıyordur. Sosyal hayatın getirdiği sorumluluklar ağır geliyordur. Evlenemiyor, çocuk sahibi olamıyor, çalışamıyor, ilişkilerini sürdüremiyordur. “Olmak ve boğulmak” sözcüklerini yan yana seviyordur. Daima kaçış planlıyordur. Bunu da karşısındakine çeşitli çırpıntı şekilleri ile aktarıyordur. “Bahtsızım, sıkkınım, yorgunum, hastayım...” Aslında, Peter Pan masalında geçen şu diyalog tüm olayı özetliyordur.

Wendy: Kaçtın mı? Neden?
Peter: Çünkü annemle babamın benim adam olunca nasıl olacağım hakkındaki konuşmalarını duydum. Ben her zaman küçük bir çocuk olmak ve eğlenmek istiyordum.