Lavinya Dergisi
SENDEN SONRASatırlar ruhum, kelimeler ruhumdaki yara izleri. Ve cümleler; yaralarımı iyileştiren merhem gibi.
Bir insanın önce sesi, sonra yüzü unutulurmuş, kokusu hiç unutulmazken. Sen bilmiyorsun ama ben seninle hep konuşuyorum Muazzez. Sen bilmiyorsun ama ben her sabah senin sesini duyuyorum. Cebimde senin fotoğrafını taşıyorum, seni sadece kalbimde değil yanımda da hissedebilmek için. İçimin daraldığı her an o güzel yüzüne bakabilmek için hep ceketimin cebinde, sol yanımda taşıyorum seni. Sahi, sen gittiğinden beri içim hep daralıyor. Yüreğim acıyor sanki, kalbim her an paramparça oluyor. Her şey bana seni hatırlatıyor, hatırladığım her an canım yanıyor yokluğuna. Biliyor musun, senin acın bile güzel Muazzez. Senin adının geçtiği her an, her yer bu dünyada şahit olduğum en güzel şey. Gitmeden de dediğin gibi, yaşamaktan vazgeçmiyorum Muazzez. Ölmek kolay, ben senin için yaşıyorum. Senin olmadığın bu dünyada seni yaşıyorum Muazzez. Gözün arkada kalmasın, her gece senin yastığına sarılarak uyuyorum. Senin çok sevdiğin şarkıları dinliyorum, yazdığın mektupları okuyorum. Her sabah suladığın çiçekleri kendimden çok önemsiyorum, solmasınlar diye. Sevdiğin kitapları tekrar tekrar okuyorum, belki satırlarda seni yine bulurum diye. Senin sevdiğin, benim söylenerek izlediğim her filmi baştan sona izliyorum, hiç sesimi çıkarmadan. Ben bu dünyada yarım bıraktığımız her şeyi tamamlıyorum. Senin gözün arkada kalmasın Muazzez, ben senin bıraktığın her şeye sahip çıkıyorum. İşte şimdi söyle, ben senin sesini, yüzünü unutamazken seni unutmaya ömrüm nasıl yetsin?