Lavinya Dergisi

İLİŞKİLERDEKİ MASKELER: TANIŞTIĞIMIZ İNSANLARIN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖRMEK
Sıla Nisa ÜNAL

En derin arzumuzdur aslında yalnızlık.

Hayatımıza aldığımız insanları biz seçiyoruz, fakat zamanla o insanların hayatımıza aldığımız ilk zamanlardaki insan olmadığını fark ediyoruz. Çünkü zaman değişiyor ve buna doğru orantılı olarak insanlar da değişiyor. Bu şekilde düşünmemizin aslında en büyük etkeni de zamandır. Hayatımıza giren birinin ne zaman girdiği ilerleyen zamanki ilişkimiz için çok önemlidir. Çünkü çocuk yaşta hayatımıza giren insanlar elbette ki bizim de uğradığımız gibi bir değişime uğrayacaklardır. Yetişkinken hayatımıza giren insanlar ise bunun aksine aynı insan olmaya devam edecekler. Çünkü artık değişseler dahi bu değişiklikler çok ufak olacaktır. Hayatımıza giren bu insanlarla ilişkimiz çift taraflı ilerleyecektir. Ve genellikle biri büyük bir hata yapana kadar da bu ilişki devam edecektir. Bu insanlar okul arkadaşları, iş arkadaşları, ya da sevgilimiz olabilir. Bu insanlarla ilk başta tanışırız. Daha doğrusu tanıştığımızı zannederiz ve onların o yumuşak, iyi huylu, merhametli ve tamamen sahte tarafıyla ilişki kurarız. İlişkimiz devam eder ve belli bir süre geçer. Daha çok vakit geçirir, sırlarımızı paylaşır, üzüntülerimize dert ortağı ediniriz. Uzun bir süre o insanın bizim için değerli olduğunu ve bu duygunun da müşterek olduğunu düşünürüz. Onu yavaş yavaş hayatımızın merkezine çekeriz. Daha sık görüşür, daha çok konuşuruz. Aklımıza gelen ilk insanlardan olmaya başlar. Bazen bir aile gibi hissettirir. Bir abi, abla, kardeş ve belki daha da fazlası. Artık o insan bizim için canımızı istese verebileceğimiz biri haline dönüşür. Bu tanışmanın son adımıdır. Ama bilmediğimiz bir şey vardır ki daha o insanla tanışmamışızdır. Ardından belli bir zaman geçer. Hayat şartları bizi belli bir noktaya getirir. Hani bazen çok hassas ve kırılgan olduğumuz dönemler vardır ya işte o tanıdığımızı zannettiğimiz insanı aslında o dönemlerde yavaş yavaş tanırız. Hayat bize gerçeği tokat gibi yüzümüze vururken kabullenmeyiz. İnsanoğlunun ebedi kaçışıdır kabullenmemek, inkâr etmek. Yavaş yavaş o insanın hareketleri bize batmaya başlar. Bizi rahatsız eden her özelliği, davranışı birer birer gün yüzüne çıkar ve fark ederiz ki aslında biz yeni tanışıyoruzdur. Ve onca yıl tüm bu hareketleri görmeden gelmişizdir. Bencilliklerini, iki yüzlülüklerini, acımasızlıklarını ve nicesini. Hani bazı insanlar çok uzun yıllar evli kalıp ayrılırlar ve o zaman birbirlerini bunca yıl tanımadıklarını söylerler ya eğer bu durumu yaşamadıysak bu bize çok abes gelebilir fakat maalesef ki ortada çok büyük bir gerçek vardır: İnsanlar menfaatleri doğrultusunda hareket ederler. Ve siz bunu çok geç fark edersiniz. Ne zaman ki size ihtiyaçları kalmadığında, sizden artık faydalanamayacaklarını hissettiklerinde işte o takındıkları maskeleri bir bir düşürürler. Ve ne yazık ki biz bunu defalarca yaşasak dahi asla ders çıkarmayız. Ta ki onlara dönüşene kadar.