Lavinya Dergisi

İKİ MISRA ARASINDA
Alper COŞKUN

Kırk yıllık hatırına bitmez özlemimdir, bakışında ıssız dolaşmamın nedeni.

Ne denli eskitmişiz oysa
Eski püskü sayfaların,
Yarım kalan şiirlerinde
Bölüştüğümüz bir sevdayı.
Aramızda sayfalar, mısralar.
Kimi silinmiştir
Ve de unutulmuş.
Kimisi anlatır hasreti,
Ölümü, yaşamı
Ve seni.
En çok da seni...


Umarsız gecemin
Hapseden karanlığı;
Hesap sorar bana
Aldığım her nefesten,
Her pişmanlığımdan,
Her hevesten.
Ta ki tüm geceyi doldurana kadar,
Ruhumun son damlası.
Bak bu gece de bitiyor.
Sönmekte dilek adadığım yıldızlar.
İçime işleyen karanlık,
Hesap verdiğim yanlışlar,
Bitmek bilmeyen hisler,
Henüz yarım kalmışlar,
Ardından sen...
Tanrıların küllerinden tutuşan
Bir çift göz.
Bana gecenin armağanı.
Bak bu gece de bitiyor,
Sönmekte yıldızlar.


Rüya olamayacak kadar gerçek,
Gerçek olamayacak kadar hayal.
Bir döngüdür sürükleniyor,
Dikiş tutmaz geçmişim.
Oysa hayaller güzeldir bilirsin.
Düşlemekten güzel ne var?
Yanlışlığına kanmadıktan sonra.
Beklemek diyorsun,
Beklemekten güzel ne var?
Seni sensizlikle anmadıktan sonra.


Uzaklıktan yakınır dururlar hep.
Uzak insanlardan tut,
Uzak şehirlerden,
Uzak hislere...
Daima biraz uzak kalırmış
İnsan insana.
Daima biraz kırgın,
Biraz bitkin,
Bir tutam eksik.
Fakat ne çare olurmuş bu
Ne de kurtuluş.
Uzak kaldığını sandığım her gün,
Biraz daha yakınsın bana.

Meğer boşa değilmiş,
Sevebilmek kucak dolusu;
Bir kediyi,
Bir ihtimali,
Bir imkansızı.
Ve yıpratabilmek
Şahidin olan kalemi.
İç çekebilmek sonra,
Aşina olduğun yalnızlığa.
Boşa değilmiş.
Ne denli eskitmişiz oysa,
Bölüştüğümüz bir sevdayı...