Lavinya Dergisi

DÜNDEN BUGÜNE
Gülşen SARIGÖL

"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...

Mutluluk; bu dünya için ne kadar ağır bir kelime demişti Şems kadın... O gün dünya dertlerimin üzerini sıkı sıkı kapladığımdan mıdır nedir mutluydum. Bugün üzerlerini kapatsam insan olmaktan utanacağım yüklerim; ne kadar da haklıymış Şems kadın dedirtti bana... O günden bugüne ne ben değiştim, ne dünya değişti, ne imtihan, ne de mutluluk... Baktığımız yerden göremez olduk sadece veyahut gördüğümüz yerden bakamaz olduk... Sihirli bir değnek beklemeye koyulduk; değişimi bize aşılayacak. Biteni tekrar başlatacak; başlayanı güzel kılacak... Sonra, sonra ne mi oldu? Yeniden başlamaları ile meşhur sabahların, kendine ayıp olmasın diye yaşayan insanları olduk. Ben dememiz gereken yerde kocaman sustuk; hiç olmamız gereken yerde ağız dolusu benliğimizi bağırdık... Yeniden başlıyorum inancı ile uyandığımız her sabah bir maske seçtik yüzümüze. Sabahlar çoğaldıkça maskeler de çoğaldı... Hissiz , samimi niyetsiz bir varoluş içinde acı çektik sonra... Çektiğimiz acılar sirayet etti en sevdiğimiz dediklerimize. Sonra da burası dünya, böyle yaşanır deyip akladık kendimizi. Mış gibi yaşamaya koyulduk... Bunca mışlığın arasında gerçek olanı tattığımız anlarda nemlenen gözlerimiz hatırlattı bize insan yanlarımızı... İşte o anlar var ya sevgili okur, o anlara sıkı sarılmak lazım. Zira onlardan geriye bir yaşam kalmayacak bizden geriye...