Lavinya Dergisi

YALNIZ
Belinay KARAGÖZ

Satırlar ruhum, kelimeler ruhumdaki yara izleri. Ve cümleler; yaralarımı iyileştiren merhem gibi.

En sevdiklerinle geçirdiğin bir gün, havuzun ortasındasın. Ayakların yere değmiyor, boğuluyorsun. Kurtulmak için çırpınıyorsun ama o an herkes seni yüzüne su sıçratmakla suçluyor. Bir süre sonra anlıyorlar boğulduğunu ama bazı şeyler için geç kalındığında hiçbir önemi kalmıyor.


 İşte, o havuz senin hayatın ve sen mutluluğa ulaşmak için çırpınıyorsun. Birileri seni duysun diye bağırıyorsun aslında. Sen mutlu olduğuna, her şeyin yolunda gittiğine herkesi öyle ikna etmişsin ki kimse senin bağırdığını bile duymuyor. Sen herkesi bir gülüşünle o kadar güzel kandırmışsın ki herkes neşeli olduğunu sanıyor. Kalbinin ne kadar kırık olduğunu, canının nasıl yandığını kimse görmüyor.


 Sen bu hayatın, yalnızlığın içinde boğulurken seni vazgeçmeye mecbur bırakıyorlar. Sonra vazgeçtiğin için de sen suçlu oluyorsun. Çabalaman gerektiğini söylüyorlar, ne kadar çabaladığını görmeden. İçindeki savaşları, verdiğin çabalara rağmen neler uğruna kaybettiğini bilmeden.


Etrafına bakıyorsun, herkesin arkasında dağlar var ama senin yaslandığın duvar bile yıkılmış. İşte o enkazı gördüğünde anlıyorsun; ne bu duvar eski haline döner ne de sen sırtını başka bir duvara yaslayabilirsin. Yıkılacağından, yine sırtına yük olacağından korkarsın. Senin savaşın da orda bitiyor. Bir daha ne biri için içinde savaşlar veriyorsun ne de birinin seni anlamasını istiyorsun.