Lavinya Dergisi

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI VE İNSAN İLİŞKİLERİNİN KAYBOLUŞU
Sıla Nisa ÜNAL

En derin arzumuzdur aslında yalnızlık.

Teknoloji sizce iyi bir şey mi yoksa kötü mü? Ya da siz iyi bir amaç için mi kullanıyorsunuz kötü bir amaç için mi? Teknoloji hayatımıza girdiğinden beri hayatımızın değiştiği ve bize birçok şey kattığı aşikâr. Bu hayatımıza kattığı şeyler konusuna gelirsek bunlar hem iyi hem de kötü şeyler diyebiliriz. Zaten hayatımızda çok az şey tek yönlüdür. Teknoloji ise bunlardan biri değildir. Öncelikle günlük hayatta bize birçok fayda sağlamaktadır. Mesela akıllı telefonlar, robotlar, internet hayatımızın şu an en büyük bölümünü oluşturmanın yanı sıra hayatımızı büyük ölçüde de kolaylaştırmaktadır. İhtiyacımız olan birçok bilgiye anında ulaşabilmek, canımız sıkıldığında oyalanmak, bazı işleri daha da pratik hale getirmek için teknolojiden büyük ölçüde yararlanmaktayız. Bunlar gibi iyi özelliklerinin yanı sıra kötü özellikler de mevcuttur. Tembelleşmek, sosyalliğin azalması, içine kapanmak bunlardan bazılarıdır. Özellikle teknolojinin bir getirisi olan sosyal medyanın kullanımıyla beraber içine kapanma durumu artış göstermektedir. Sosyal medya ise kullanana göre yararlı veya zararlı bir getiridir. Özellikle son zamanlarda bu kullanımın armış olması bence büyük zaralar taşımaktadır. Çünkü sosyal medya hayatlarımızın aksine sahtedir. Neredeyse hepimiz orada gerçek olmayan şeyler paylaşırız. Mesela çok mutlu bir çift görür onlara özenirken bir süre sonra o çiftin ilişkisi bittiğinde nedenini sorgularız. Çünkü onlar bize hep sahte duygular gösterip yalnızca gösteriş yapmışlardır. Bu örnek gibi aslında çoğumuz aynı şeyi yaparız. Hiçbir şeyin arka planını bilmeden de her şeye inanırız. Bazen sırf bu yüzden kendimiz bazı yönlerden yetersiz hissederiz maalesef ki. Bunun yanı sıra bağımlı da olmaya başlarız. Yalnızca sosyal medyaya değil telefona da büyük ölçüde bağımlı oluruz. Hani bazen yaşlı insanlar gençliğin öldüğünü, kimsenin artık birbirinin suratına bakıp da sohbet etmediğini, telefonların bağımlısı olduğumuzu söylerler ya biz de onlara kızarız. Aslında oldukça haklılar. Teknoloji bizi o kadar çok içine çekiyor ki biz onun tutsağı olmaktan asla kurtulamıyoruz. Benim yaşım daha 20 olmasına rağmen ben bile bu düşünceye katılıyorum. Çünkü en basiti kendi çocukluğum ile şu an ki çocukları kıyasladığımda benim zamanımda çocuklar dışarda olur, sürekli oyun oynardı, belli bir yaşa kadar telefonumuz olmazdı. Ama şu an sokakta çocuk görmek biraz zor çünkü onların oyunları artık telefon ve bilgisayarda. Onların o kadar bağımlısı olmuşuz ki hiçbir anı düzgün yaşayamıyoruz. Bazen kafamızı kaldırıp baksak muazzam bir güzelliğe sahip olan manzaraların bile tadını çıkaramıyoruz. Hemen telefonumuza sarılıp resim çekmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Ve elbette ki git git bazı şeyleri de kaybediyoruz. Dışarı çıktığınızda göreceksiniz de bir arkadaş grubu dahil sürekli telefonla oyalanıyor. Bazen ben de dışarı çıktığımda bir insanla baş başa vakit geçirmek istediğimde karşımdaki insan muhabbet etmek, beni dinlemek yerine telefonuyla ilgilendiği zaman hem kendimi değersiz hissediyor hem de oldukça sinirleniyorum. Çünkü düşünsenize siz değer verdiğiniz bir insanla dışarıda vakit geçirmeye çıkıyorsunuz. Lakin o telefonla oynayıp geri evinde dönüyor. Veya akşam eve gelmişsiniz yorgun argın. Sohbet, muhabbet etmek istiyorsunuz. Fakat herkesin elinde bir telefon veya tablet, televizyon açık ama asla kimse izlemiyor. İşte o zaman anlıyorsunuz ki teknoloji bir insanın kendisini değersiz hissetmesine dahi yol açabiliyor. Evet teknoloji çok muazzam ve büyüleyici bir şey fakat yalnızca doğru kullanıldığı müddetçe. Biz de elimizden geldiğince onu doğru kullanmalıyız. Bazen kafamızı o çok sevdiğimiz telefonlarımızdan kaldırıp etraftaki güzelliklere bakmalıyız.