Lavinya Dergisi
TEFEKKÜRÜN MALİKÂNESİDuygular vardır coşkuyla yaşamak için,
Gözyaşları vardır sel gibi akıtmak için,
Kahkahalar vardır ortalığı çınlatmak için,
Doğumla ölüm arasındaki bu yolculukta;
Geldik bu dünyaya aşk-ı yaşatmak için.
Gözlerin görmüyorsa dilinle anlat,
Dilin dönmüyorsa elinle yarat;
Elin varmıyorsa kalbinle yaşat,
Arayıpta bulamadığın ne varsa;
Gönlüne tefekkürü anımsat...
Sevmek bir sana mı mahsus sanırsın?
Ömrünü sevgi ararken harcarsın,
Açarsan avuçlarını akar sana kutsal sevgi,
Dokunduğun an yeşertirsin cümle alemi.
Sevilmek istedin sevmeyi verdi,
Yaşamak istedin coşkuyu verdi,
Kaybetme gözlerindeki neşeyi,
Hisset kalbinin ritmindeki müziği.
Yaşamın inişli çıkışlı rampalarında,
Üzülmekte var mutlu olmakta.
Hayatın aldatmacasına kapılıpta;
Kaybetme ruhunu karanlıkta.
Bir kediyi okşa, bir çiçeği sula
Var olanda varlığını hatırla,
Gökyüzündeki kuşları selamlarken;
Göğsünün kafesindekini de unutma.
Aşk sarhoşuyuz gözlerimiz kör,
Kalpler alışılmış hislerin esiri,
Kime, neye kullanırsın yaradanın verdiği yüreği?
Gelmişiz hepimiz özümüzdeki bir tek sevgi,
Hissedersen bir kere, ruhunu dağlar aşkın ateşi...