Lavinya Dergisi

K(G)ÖRDÜĞÜM
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

İkindi güneşi cılızlığında parlıyor gözlerim  
asılıyorum hayatın saçlarına  
son bir kuvvet diyorum,  
olmuyor. 
Tutunamayanlara  
bir de ben ekleniyorum 
düşüyorum... 
 

Sahibi değiliz sahip olduğumuz her şeyin 
kıymeti kalmadı kimsede hiçbir şeyin  
zaten zaman çekip alıyor güçlü parmaklarıyla 
her ne varsa avuçlarımızda 
ekmeğin buğusundan 
yağmurun sesinden arınıp  
geçip gidiyoruz yaşamın kıyısından... 
 

Kaç kahkaha öldürdük 
güneşi kaç kez düşürdük ufuktan, 
kuru dallara asılan 
salıncak korkusu ile çarpıyor kalbimiz 
emanet duruyor yaşamak bedenlerimizde 
sallanıyoruz... 
 

Sanki ilk zorlamada 
kırılıp düşecek gibi ürküyoruz... 
Çamura basar gibi geçmek lazım  
kimi insanların yanından  
üstüne sıçratmadan... 
Ya da kör, sağır, dilsiz  
dörtnala koşan bir küheylan aceleciliğinde 
tozuna dâhi bulaşmadan... 
 

Huzur sokağı sakinlerinin varisi kim? 
Ne bu telaş, bu alelacele, alelade yaşamak  
kaygı boğazlarda düğüm düğüm  
her şey birbirine kördüğüm, 
belki körüm fakat, 
bunlar benim gördüğüm...