Lavinya Dergisi
ÇİZMELİ KEDİAldatır mı? Ummadık taş baş yarar mı? Zenginlik ve saygınlık peşinde koşulur mu? Sonuca giden tüm yollar mubah mı? Masallar gerçek hayatı yansıtır mı? Miras olarak insana bir kedi kalır mı? Kulaktan kulağa anlatılan, yazılan, çizilen kahramanların hikâyesinden ders çıkarılır mı? Tünelin ucunda üç elma var mı? Zamanın biri diye başlanır mı? İşte o bahsi geçen zamanın birinde değirmenci ve üç oğlu yaşarmış. Değirmenci göçüp gidince mirası açıklanmış. Büyük oğluna bir değirmen, ortancasına bir eşek, küçük olana ise bir kedi bırakmış. Küçük oğlan kediyi duyunca pek üzülmüş. Sonuç olarak kedi ne işine yarayacakmış? Kedi konuşur mu demeden atılmış: “Kötü bir miras olmadığımı anlayacaksınız efendim. Bana içi boş bir çuval ve ayaklarıma göre çizme getirebilir misiniz? Size ne işe yarayacağımı göstereceğim.” demiş. Küçük oğlan şaşırsa bile denileni yapmış. Kaybedecek neyi varmış? Kedi giyinmiş, aynaya bakmış, kendini çok beğenmiş. Sonra kilerden havuç ve marul alarak yola koyulmuş. Çok geçmeden bir tavşan çuvaldaki havuç ve marulun kokusunu almış. Zıplayıp çuvalın içine girmiş. Çizmeli kedi tavşanı sahibine değil, krala götürmüş. Çünkü o oyununu kurmuş. “Kral hazretleri size efendim Marki’den bir hediye getirdim.” diyerek, eğilmiş. Kral hediyeyi beğenmiş. Bu hediyeler böylece sürüp gitmiş. Kedinin yolu her gün sarayda beklenirmiş. Bir gün kedi krala “Bana sormayın nedenini ama ırmakta bir sabah yıkanın.” önerisinde bulunmuş. Kral ırmağa gitmiş. Tam faytonuyla geçerken “Efendim ırmakta boğuluyor.” diye feryadı koparmış uyanık çizmeli. Kral tüm askerlerini ırmağa yollamış. Sonra hırsızlar Marki’nin kıyafetini çaldı yalanını uydurmuş. Kral yeni kıyafetler giydirmiş Marki’ye. Böylece Marki çok yakışıklı ve fiyakalı olup faytona binmiş. Kral ile seyahat ederken çizmeli kedi onlardan önce davranıp güzergâh boyu tarlalarda çalışan tüm insanlara: “Bu tarlalar Marki’nin diyeceksiniz!” demiş. Onları bir şekilde ikna etmiş. Derken efendisi için böyle birçok sahtekârlık düzenlemiş. Sonunda onu saraya yemeğe davet ettirmiş. Efendisi kralın kızı ile tanışmış ve saraya damat olmuş. Küçük oğul Marki ve çizmeli kedi sefa içinde bir hayat sürmüş. Değirmen ve eşek ile baş başa kalan oğullar ne kadar mutlu oldular bilinmez. Yazar bu, sorulmaz. Fakat şu kitaplardan çıkartılan ana fikirler kişiye göre değişir. Bazıları der ki, bu durum insanları yalanlarla kandırmaktır. Doğru değildir. Bin bir oyun bazlık ile kedi ve efendisi hak etmedikleri bir yere gelmişlerdir. Bir başka görüş ise, durum düpedüz akıl ve girişimcilik meselesidir. Kediyi alkışlamak gerektirir, tezini benimsemiştir. Konu derin, üzerine epey düşünmeyi gerektirir. Günlük yaşama uyarlanır nitelikler, örnekleri akla gelir. İlk paragraf başındaki sorulara bir yenisi daha eklenir. Kedi bir fareden başka bir şey tutamaz mı? Peki, kime fare ve kime kedi denir?