Lavinya Dergisi

USUL VE İNCE
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

Acı suyu şifa yalnızlığımın
kaybolan kimliğime
bir kırık pusulayım.


Düşünce çukuruna düşünce
azlettim bedenimden ruhumu
nefsim vicdanımda pul pul eriyince
bir yağmur döküldü gözlerimden
usul ve ince...


Çorak ruhumu çırptım bedenimden,

açtım gönül gözümü
sıyırdım, etimi kemiğimden.


Ayırdım kötü yanımı iyiliklerimden
düşünce içinde girdap bin bir gece
seher yeli ansızın esince
kör kuyuda Yusuf çaresizliği ile
bir yağmur döküldü gözlerimden
usul ve ince...


Seyrettim uzun uzun hiçliğin boşluğunu
dimağıma ay ışığı süzüldü an sızım
yaralarım merhem oldu yine yaralarıma
tanıyamadım tahtada yazan adımı
eksik heceden,
sıyırdım kafamı cevapsız bilmeceden...


Ne kadar fazla ise neden eksik o kadar her şey?


Boşluğu doldurdum zamanla
zamanı parçaladım yine zamanla,
sesimi ses tellerimden kısınca
uğultu koptu içimden, derinden
bir yağmur döküldü gözlerimden
usul ve ince ...


Kanıyor bakışlarım,
çatladı sabır taşı yuvasında
zaman misafir oldu çıkmaz sokağa
acılarım, paramparça olmuş yollarım
hep başkasına benim alkışlarım...


Ellerim ellerime kavuşunca
yalnızlığımı kimsesizliğin eşiğinde uğurlarım.
Kasvetli kelimelerin raksı
içimde yaşam mücadelesi veren çocuğun oyuncağı.


Gerçekler şiire benzeyince
şiiri gerçeklerle bezeyince,
acının deminden, mürekkebin rahminden
bir yağmur dökülür gözlerimden
usul ve ince...