Lavinya Dergisi

6 ŞUBAT
Tuana SAYDAM

Hislerimin gölgesinde yürüyorum yolum uzun ama sonunda gökkuşağını göreceğimi biliyorum.

Deprem... Hayatımızda kaçmak isteyip kaçamadığımız tek gerçek belkide. Bugün tarihlerden 6 Şubat birçok hayatın bittiği birçok şehrin tozlar, molozlar altında kaldığı birçok insanın yaşarken öldüğü bir gün. Geçen sene bugün küs uyuyan insanlar bir daha barışamadı, yarın yaparım denilen şeyler yapılamadı belkide vefat edenler kurtuldu geriye sadece acılar kaldı. Bundan öğrenmemiz gereken çok şey çıkarmamız gereken çok ders vardı aslında. Binaların sağlam yapılması gerektiği ilk sıradaydı. Belki o binaların dış görünümüne bu kadar özenmek yerine temelini sağlam atsalardı acıyla hatırlamamız gereken bir gün olmayacaktı. İkinci sırada ise hayatı ertelememek yer alıyor. Yapmak istediğimiz ne varsa yarın yaparım dememek gerekiyor hayat ertelencek kadar uzun değil ve hayaller sonraya bırakılacak kadar sıradan değil. Geçen sene bu zamanlar oradaki insanların acısı acımız oldu, onların üşümesi bizi üşüttü, onlar o soğukta taşların arasında kaldıkları için biz sıcacık yataklarımızda yatarken vicdan azabı çektik. Evimizde neyimiz varsa elimizden ne geliyorsa hepsini oraya göndermeye çalıştık. Belki hiç tanımadığımız insanların sorunlarına ortak olduk. Çünkü birlik olmak böyle bir şeydi nereden olursa olsun herkesle kardeş olmak böyle bir şeydi. Üstünden bir sene geçti onlar için o bir sene asırlar gibi geçti belki o zor şartlarda bizeyse ne çabuk bir sene oldu daha acımız çok tazeydi dedirtti. Ateş düştüğü yeri yakar tabii ki kimse ne kadar yakını olursa olsun kendi başına gelmeden anlayamaz ama biz hep empati yaptık dualarla, yardımlarla yanlarında olmaya çalıştık. O güne ait duygularım hüzünle yasla dolu ama bugün o şehirlere tekrardan birlik olup yapılan yardımları görünce içimde buruk bir sevinç oluştu. Hayat bazen herkese eşit şartlar sunmasada bu şartları eşitlemek bizim elimizde.