Lavinya Dergisi
NARSİSİZMGeçen gün bir arkadaşım ile sohbet ederken konu narsisizmden açıldı. O an bana narsisizmi tanımlar mısın? Dedi. Özellikle son dönemlerde sıkça duyduğum ve bildiğimi sandığım hatta günlük hayatta da sık sık kullandığım bu kelimeyi o an tanımlayamadım. Oysa laf arasında birileri için çok rahat "Narsist bu" demişimdir. Arkadaşımla narsisizim üzerine yaptığımız kısa sohbetten sonra bununla alakalı bir yazı yazmaya karar verdim. Çünkü çoğu insanın narsisizmi tıpkı ben de olduğu gibi tam olarak tanımlayamadığını varsaydım. Kolları sıvadım ve bu narsisizm nedir? Kime denir? İlk olarak nerede kullanılmıştır? Özellikleri nelerdir? Diye bakınmaya başladım. Sonuç itibariyle de şu an okuduğunuz satırlar ortaya çıktı. Hade gelin hep birlikte narsisizmi yakından tanıyalım ve anlayalım. Narsisizmi daha iyi anlamak için ilk olarak narsisizm sözcüğününün kelime anlamına bakalım. Narsisizim sözcüğü " Özseverlik" yani kişinin kendisini sevmesi hatta kendisine aşık olması durumunu anlatır. Narsist kişiliğe sahip bireylerin hangi özelliklere sahip olduklarına baktığımızda ise karşımıza şunlar çıkar; Narsist bireyler, kendilerini hem bedenen hem de zihinsel olarak diğer insanlardan daha üstünde görürler. Kendilerine hayranlıkları o kadar üst düzeydedir ki kendilerinden daha güzel daha zeki daha yetenekli daha özgüvenli bir insanın olabileceğine inanmak istemezler. Sıradan insanlarla iletişim halinde olmak yerine daha çok kendileri gibi üstün gördüğü, kendileriyle aynı statüde olan insanlarla iletişim kurmayı severler. Empati yetenekleri gelişmediği gibi kendileriyle alakalı hiçbir eleştiriyi de kabul etmezler. Ancak başka insanları çok rahat eleştirme gücüne sahip olduklarını düşünürler. Bunun yanında başkaları tarafından sürekli olarak övünmek ve beğenilmek isterler. Bütün tartışma konularında kendilerinin haklı olduğunu savunarak karşı tarafı manüpüle ederler. Hep kendilerini haklı karşı tarafı ise haksız çıkarırlar. Yasak ve kurallar onlar için hiçbir anlam ifade etmez. İçinde bulundukları duruma göre kuralcı ya da kuralları kabul etmeyen kişiliğe bürünürler. Bencildirler. Kendilerinden başkasını düşünmezler. Kendilerini dünyanın merkezinde konumlandırarak sadece o varmış gibi bir tavır içerisine girerler. Sorumluluk almayı sevmez ve bu yüzden onaylanmadıkları konularda karşı tarafı suçlarlar. Uzun lafın kısası narsistler anlaşılması ve anlaşması zor bireylerdir. Bununla beraber hepimizin hayatında da bu narsist diye tanınladığımız insanlardan vardır. Bunlar ailemizde, arkadaşlarımız arasında, iş yerinde, oturduğumuz mahallede, okuduğumuz okulda, sokakta... Bizimle yaşayan insanlardır Bunların bir kısmı gizli narsist iken bir kısmı da; "Ben narsist bir insanım, beni böyle kabul edin." Diyerek kendisini belli ederek yaşayanlardandır. Az önce özelliklerini sıradığımız bu insanların zor olduğuna değinmiştik. Şimdi de bunların neden böyle insanlar oldukları üzerine biraz yoğunlaşalım. Bir kere dışarıdan çok mükemmel gibi gözüken ve ara ara canımızı sıkan bu kişilerin aslında kendi istekleriyle narsist olmadığını belirtmek gerekiyor. Bunun altında bir çok sebep yatıyor. Bu sebeplerin başında kişilerin çocukluk ve ergenlik döneminde yaşadıkları durumlar ilk sırada yer alıyor. Özellikle de çocuğun yetiştirilme tarzı bunun sebepleri olarak yer alıyor. Çocuğun var olan yeteneklerine, davranış şekline ya da iyi olduğu düşünülen konularda kendisine aşırı ilgi ve her istediğini anında yerine getirme durumları narsistliği ortaya çıkan bir etkendir. Bunun yanında çocuğa yeterince ilgi gösterilmemesi, ihmal edilmesi, şefkat gösterilmemesi, çocuğun sevgisiz büyümesi, psikolojik şiddete maruz bırakılması, aşağılanması, cezalandırılması, sindirilmeye çalışılması gibi sebepler de narsistlik kişilik bozukluğuna sebep olarak toplumda narsist bireylerin çoğalmasına sebebiyet vermektedir. Narsist kişiliğe sahip bireyler, dışarıya ne kadar mükemmel görünseler de içerden devamlı eksiktirler. Onları böyle oldukları için değiştirmeye çalışmak da neredeyse imkansızdır. Bu konuda yapılan çalışmalar narsist kişiliğin ancak yaşlandıkça etkisinin kırılabileceğini göstermiştir Yani etrafımızda bu kişiliğe sahip bireyler varsa eğer, onları değiştirmek için uğraşmamız gerekiyor. Aksi halde en çok biz yoruluruz ve biz kırılırız. Ki bakıldığında da yıllardan beri bu konu psikoloji biliminin de uğraştığı anların başında gelmesine rağmen kesin bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. Sadece terapi ile etkileri azaltılabilme yoluna gidilmiştir. Buradan da anlayacağınız üzere psikoloji bilimin bile çözüm bulamadığı bu hastalığa bizim çözümler bulabilmemiz imkansızdır . Eğer sağlıklı hayatlar yaşamak istiyorsak; ya narsist kişiliği olan insanlarla nasıl davranmamız gerektiği üzerine bilgi edip ona göre tavır takınmalıyız ya da olabildiğince bu insanlardan kendimizi sakınmalıyız . Aksi halde hayat bize hiç istemediğimiz taraftan göz kırpar ve bizi mutsuz insanlar olarak her şeyden soyutlar. O yüzden siz siz olun narsist kişilerle narsist olmamaya bakın...