Lavinya Dergisi
SORU(N)SUZ YAŞAMAK
Mehmet KEKEÇ
Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.
Ucunda yaşam var her bir kararın,
ölüm asude nazlı yolculuk haksızlıklar ülkesinde,
pus serildi ayaklar altına ilmek ilmek
fikirler kezzap gibi döküldü zift zihinlerden
yol belirsiz, iz belirsiz, his belirsiz
ne kadar zor bu vahşi yaşamda insan kalabilmek...
Omzumda ağır yük hayat
hatıralar bir bir silindi gözlerden
kör kuyulara atıldı baharında ömürler
zaman dökülüp aktı avuçlardan
Ve artık ölüm korkusu avluya indi
yaşamın dik yamaçlarından...
Kum saatinden süzüldü acı tane tane
Çocuktu melek oldu, bir lavinia ile vuruldu
Yatağında uyuyan korku sıçradı, doğruldu
Sabır öfkeli aslandı, pençesi ile tutundu
yaşamın sarp kayalıklarına...
Nedamet kanlı kırbaç yarası beynimde
Düşüncelerin darboğaz çıkmaz labirentinde
Yer yarıldı, su kurudu, toprak çatladı
gece gündüze râm oldu, gündüz geceye
kabuk bağlayan yaralar yeniden kanadı
bir damla gözyaşıydı yeryüzüne sel oldu aktı
bir anne çocuğunun kanlı yüzüne son kez baktı...
Gri bulutlar döküldü saçlara bir akşamüstü sağanak sağanak
Çünkü bir akşamüstü vuruldu çocuklar ölüm döşeğinde
Acıları damıtılmış gözyaşları yeryüzünün
Sefil baykuşun tüyleri gibi darmadağın
Dağıldı insanlık, dağıldı yeryüzünde her bir can
Soyuldu et ile kemik, yağdı damla damla kan.
Kader coğrafya mıydı? Coğrafya kader mi?
Orta doğuda barış bir gün savaşı yener mi?
Ölen çocuk ise ırkı, cinsiyeti seçer mi?
İnsan insana kıyar mı ? İnsan insanı biçer mi?
Her soru bir cevap bekler mutlaka
Her çocuğu sonsuz olduğunu düşündüğü bir ömür...
Her bir çocuk ne zaman düşünürse sonsuz bir ömür yaşayacağını
cevap vermeniz gereken başka bir soru sormayacağım.
Aşka, sevgiye ve insana inanmaya yeniden başlayacağım....