Lavinya Dergisi
TOLSTOY'UN BİSİKLETİHepimizin heybesi bir şeyleri yaşayamamanın pişmanlığıyla, bir şeyleri yapamamanın, söyleyememenin keşkeleriyle doludur. Halbuki hayat bu pişmanlıkları yaşamak için, bu keşkelere üzülmek için oldukça kısadır. Bir sabah uyandığımızda her şeyi uykuya daldığımız anda bıraktığımız gibi bulamayabiliriz. Kimse bize, yarın sabaha gözlerimizi açtığımızda hayatımızın en zor sınavıyla sınanmayacağımızın garantisini veremiyor. Bizler buna rağmen yaşayabileceğimiz tüm güzellikleri erteleyip her birinin keşkesiyle bir yağmurun ortasında sırılsıklam kalıyoruz. Fakat insan bazen bu yağmurlarda ıslandıkça keşke dememeyi öğreniyor. Yüzüne eklenen her bir çizgiyle anlıyor zamanın kıymetini. Bazı şeyler geri gelmese bile yaşadığı anın değerini bilmeyi... Mesela Tolstoy. 7 yaşındaki oğlu vefat edince uzunca bir süre bu üzüntüden çıkamaz. Ona yardımcı olmak isteyenler kendisine bir bisiklet hediye ederler. Tolstoy o sırada 67 yaşındadır ve bisiklet sürmeyi bilmez. Azimle bisiklet sürmeyi öğrenir ve bu evladının yasına merhem olur. O günden sonra 'Hiçbir şey için geç değildir' anlamında Tolstoy'un bisikleti kavramı kullanılır. Diyeceğim o ki, bir şeylerin pişmanlığını yaşamamak için Tolstoy'un bisikletine binmeyi ertelemeyin. Hayatımız bir kuşun kanat çırpışı kadar kısa olsa bile kuşların cıvıltısını duymak sizin elinizde. Sizi üzen birini affetmekle başlayın yeni güne. Ya da üzdüğünüz birinden af dileyerek çıkın yola. Birini sevmek, birini affedebilmek, ağız dolusu gülmek veya aşık olmak için geç kalmış sayılmazsınız. Yolun başındaysanız ya da yolu birazcık yarılamış dahi olsanız atlayın bisikletinize. Heybenizdeki keşkeleri ve pişmanlıkları boşaltmak için alabildiğine çevirin pedalları.