Lavinya Dergisi
BU HAYATI BANA LÜTFEDER MİSİNİZ?ŞARKI ÖNERİSİ: ŞECAATTİN TANYERLİ-SEVDİM BİR GENÇ KADINI Tozlu sahnenin üstüne düşen ışıklar karlı geceleri anımsatıyordu. Sahneye adım atar atmaz onun eline sarılışı bu yüzdendi. Gözlerini kaldırıp yüzüne baktığında karları eritecek cinsten gülümseyişini gördü. Gür saçları geniş alnını kesiyordu. Koyu mavi gözleri dev okyanuslara kafa tutan asi denizciler gibiydi. O ise daha on dokuzundaydı. On dokuz nasıl bir sayıydı? Ne kadar yaşanmışlık barındırırdı içinde? Kaç yaşanmamışlığa gebe olurdu gencecik gövdesi? Onu dansa kaldırmaya geldiği o an tüm bu sorular uçup gitmişti sanki. Önünde eğilip ‘bu dansı bana lütfeder misiniz?’ diye sorduğunda ürkekçe gözleri masada sızmış olan babasına kaymıştı. Onların oralarda ayıp karşılanırdı böyle şeyler şehirli insanlar bilmezdi, anlamazdı. Annesi olur anlamında başını salladığında dünyalar onun olmuştu sanki. Dans etmeyi bilmediği bile aklından geçmemişti. Eli eline değdiğinde zaman durmuş kalpleri bir atmaya başlamıştı. Akreple yelkovanda mı âşık olmuştu o an birbirlerine? Onun mavi gözleriyle gözleri ilk karşılaştığında bu şehre ilk geldikleri gün düştü hatırına. Yaşadığı yerde deniz neyin bilmezdi onlar. Trenden indiğinde koca koca vapurları görüp korkmuştu. Şimdi o vapurlar geçiyordu sevdiği adamın gözlerinden onun kalbine. Tozlu sahnenin üstüne düşen ışıklar doğduğu köyü anımsatıyordu. Yanında oturan kızına kaydı gözleri on dokuzunda su gibiydi evladı. Ondan berisini onun yaşında vermişti toprağa. Onun dilekleri onun umutlarıyla büyütmüştü, onun yerine konuşmuştu onun yerine de belki sevdaya düşecekti. Kimseye dememişti ya bir kendisi bilirdi acısı hala içindeydi kaybettiği yavrusunun. Genç adam yaklaşıp kızını dansa kaldırmaya geldiğinde hissetmişti kor olup yanacaklarını. Çünkü en iyi o bilirdi sevdayı, sevdiği uğruna gerekirse kendinden bile vazgeçmeyi. İçki şişesi elinde sızmış kocasına kaydı gözleri. Sevdiği uğruna bu adama kurban etmemiş miydi yıllar önce kendini. Derin bir sızı kapladı içini. Kızının izin almaya çalışır bakışlarıyla buluştu gözleri. Yok, hayır kendi kaderini artık yenecekti. İki kere büyütmemiş miydi onu? İki kere sakınmamış mıydı gözünden, iki kızına da yapamazdı bu işkenceyi. Kızı o dansa lütfedecekti. Zaten kendisi bu hayata çoktan lütfetmişti.