Lavinya Dergisi

YENİ'DEN BAŞLA
Gülşen SARIGÖL

"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...

Aldığımız her nefes, vakit fısıldar aslında kulağımıza. Usulca seslenir; henüz sana ayrılan sürenin sonuna gelmedik, yapabiliceklerin bu kadar mı? İnsanın yapabilecekleri söz konusu olunca hayat sayısız alternatif sunar ona. Bu alternatiflerin çoğu mecburi, pek azı yapmak istediklerimizden oluşur. İnsanı, yapması gerekenler ve yapmak istedikleri arasında yol almaya çalışan küçük bir canlı olarak tanımlıyorum ben. Bu küçüklük ancak insanın yapmak istediklerini ön plana koyduğu zaman yerini büyüklüğe bırakacak cinsten. Hayatın bize sunduğu yapmak zorunda olduğumuz şeyler, bize biçilen roller; bizi bizden, özümüzden uzaklaştıran yegane kayıplar aslında. Aldığı nefesin hakkını verenler, aldığı nefes ile vâr olanlardır, aldığı nefes ile yorgun düşenler değil. Malesef ki dünya insanı, dünya sistemi insanı her nefeste ayrı yoruyor. Bedenen ve zihnen yorgun olan insan; üretmekten, bulmaktan, keşfetmekten ve adeta kendinden uzak kalıyor. Madde aleminde manen güçlü olmak zorundayız ki yorgunluklarımız ruhumuzu ele geçirmesin. Manen güçlü olmak da yine insanda, insanın aldığı nefeste, o nefesi aldığı anda saklıdır aslında. İnsan yaratılış gereği geçmişte yaşamaya meyilli, yarın için hayal kurmaya odaklı bir canlıdır. Yanlış adımların pişmanlığı, doğru adımların hayali ile yol almaya çalışır insan. İşte bu yol doğru yol değildir ve insan bu yolun sonunda bir menzile de varamaz. Gerçek yol, aldığı nefeste saklıdır insanın . Ve menzili varlıktır. Aldığı nefes ise yaşadığı anın habercisidir. " An" da yaşamak derler ya budur işte aldığı nefesin hakkını vermek. İçinde bulunduğu zaman diliminden daha kıymetli bir an daha yoktur insan için. Geçmişin ve yarının nefesi, soluksuz bırakır insanı, boğar, hatta çok maruz kalırsa ruhunu öldürür. İnsana hayat veren şu an'dır. Tam da şu an. Hâlâ sonuna gelmediysek bize biçilen ömür denen savruntunun, hâlâ yeniden başlamak mümkün. Eskileri bırakıp kenara, hayalleri atıp heybemize şu an bir yol bulmalı kendine ve usulca adım adım yola çıkmalı insan; kendinden kendine...