Lavinya Dergisi
ANLAMIYORUMDeğerli okurlarıma ve tüm insanlığa ithafen…
Küresel dünyanın geldiği noktada, insanların karakterlerinin, hal ve hareketlerinin, tavır ve davranışlarının geçmişten günümüze ne gibi veya nasıl değişiklikler gösterdiğini anlatmaya çalışacağım. Buna nelerin sebep olduğunu, toplumu nasıl etkilediğini, çocukluktan ergenliğe ve oradan da yetişkinliğe kadar olan insan yaşantısını, teknolojinin etkisini ve insanın bundan ne şekilde yararlandığını, taşlaşmış binaların arasında akıp giden hayatları ve aynı zamanda insanların birbirlerine karşı samimiyetsiz tavırlarıyla birlikte tükenip kaybolmaya yüz tutmuş güvenlerini irdeleyeceğim. İnsanların kendisine ve topluma olan saygısının, nasıl ve neden yok olmaya yüz tutmuş olduğunu anlamaya size de anlatmaya uğraşacağım.
Kimi insanın özgüveninin bitmiş, kimi insanınkinin de bitmeye yüz tutmuş olduğu günümüzde; bazılarının her ne olursa olsun, özgüvenini asla yitirmeden hayatına nasıl yön ve şekil verdiğini aktarma gayretinde olacağım.
Anlamıyorum!
Ben, günümüzdeki çoğu insanı anlamıyorum.
Ben, kadın cinayetlerini anlamıyorum.
Ben, bebekleri ve çocukları taciz eden insanları anlamıyorum.
Ben, hayvana tecavüz eden insanları anlamıyorum.
Ben, doğuştan veya sonradan engelli olan insanlara karşı ötekileştirmeyi anlamıyorum.
Ben, ırkçılık yapan insanları anlamıyorum.
Ben, hayat bu kadar kısayken, egosunun esiri olmuş insanları anlamıyorum.
Çocuk büyütmek, yetiştirmek, hayatı öğretmek çok da zor olmasa gerek. Çocukları yetiştirirken onlara ne verildiğine dikkat etmek çok önemli. Çevremdeki çoğu insan, hayatın her alanında “Ben yapamadım çocuklarım yapsın, ben yaşamadım çocuklarım yaşasın,” düsturuyla hareket ediyor ve çocuklarını bu şekilde yetiştiriyor. Oldukça yanlış bir yöntem çünkü bu, hepimizin tecrübe ettiği üzere, ileride çocuğun hazırcı bir insana dönüşmesine, hiçbir zorluğa da göğüs gerememesine sebep oluyor.
Bir de çocukları ne isterse onu yapanlar var. El bebek gül bebek yetiştirip, bir dediğini iki etmiyorlar. Bu yanlış yetiştirme tarzından dolayı çocuklar, yaşları ilerledikçe toplum içerisinde “Her istediğimi elde ederim, yaparım,” edasında yaşıyorlar. Kimsenin kimseye tahammülünün olmadığı bu zamanlarda, bu tür insanların hayatta kalması zor ve çevresindeki insanlar için de yorucu oluyor.
Bazıları yokluğu gösteriyor olduğunu zannedip, çocuklarına destek çıkmayıp, onları hayatın zorlukları ile baş başa bırakıyor. Bu da oldukça yanlış bir tutum. İleride hiçbir şeye tepki gösteremeyen, ne söylenirse yapan, içine kapanmış, bastırılmış olarak hayatına devam etmeye çalışan yetişkinler oluyorlar.
Bazı aileler ise çocuklarına olduğu zaman varlığı, olmadığı zaman yokluğu gösteriyor. Bazen isteklerini yapıyor, bazen isteklerini yerine getirmiyor. Bazen hayatın zorluğunda yanında oluyor, bazen de tek başına bırakıyor. Ama bunları yaparken orta yolu bulmak yani o ince çizgiyi ayarlamak çok önemli. Çünkü bunlar ilerde, yani yetişkinlik dönemlerinde verecekleri kararları olumlu veya olumsuz yönde etkiliyor.
Çocuklarınızı yetiştirirken onlara terbiye, ahlak, kültür, örf ve adetlerinizi; ırk, dil, din, mezhep gibi hayatın içerisindeki gerçekleri anlatın. Irk, dil, din, mezhep ayrımı yapmadan, insanları önce insan olarak değerlendirmek gerektiğini öğretmeyi unutmayın. Hepimizi Allah’ın yarattığını ve gayemizin Allah’a kulluk olduğunu öğretin, öğretin ki ahlak ve terbiye ile hayatına devam etmeyi öğrensin. Milletin namusuna, şerefine, haysiyetine, malına, canına kastetmekten hayâ etsin.
Bağlı olduğumuz kültür veya yaşadığımız toplumdaki örf ve adetlerimizi öğretin ki geleceğe yön veren çocuklarımız olsun. Ama bunu yaparken de kültürümüze, örf ve adetlerimize bağlı kalsınlar. Eski ve geri kalmasınlar, yeniliklere de açık olmayı öğrensinler.
Hayatın ve dünyanın ortak yaşam alanı olduğunu, dünyanın sadece onların etrafında dönmediğini öğretin. Bırakın çocuklarınızı “falanın kızı” veya “filanın oğlu” ile kıyaslamayı. Bırakın ne yaparlarsa yapsınlar. Sizler kendi çocuklarınızla ilgilenin. Konuşun, onların dertlerine sıkıntılarına ortak olun. Lise tercihi yaparken, üniversite tercihi yaparken “Doktor ol, yok hâkim ol,” diye dayatma ve zorlama yapmayın. Bırakın neyle mutlu oluyorlarsa onunla yaşasınlar. Yaptığı veya seçeceği mesleği, sırf parası veya makamı için seçtirmeyin onlara. Hayatta her şeyin para olduğunu ama çoğu şeyi satın alamayacağını da öğretin. Futbolcu mu, müzisyen mi, ressam mı olmak istiyor, bırakın olsun. Öğrensin, kendisini geliştirsin. Onlara biçilen ömürlerini, kısıtlamayın lütfen.
Çocuklarınıza şerefi ve namusu için yaşamayı, helal ve harama riayet ederek para kazanmayı öğretin. Erkek çocuğu yetiştiren anneler babalar, oğullarınıza saygıyı ve sevgiyi aşılayın. Etrafındaki kızların, onun zevki ve özel arzuları için yaratılmadığını, yetiştirilmediğini öğretin. Kadına şiddet ile değil şefkat ile yaklaşmayı öğretin.
Unutmayın ki Peygamber Efendimiz (sav) Veda Hutbesi’ nde şöyle buyurmuştur:
“Kadınlar size Allah’ın emanetidir.”
Kız çocuğu yetiştiren aileler, kızlarınıza ileride anne olacaklarını, toplum için evlat yetiştireceklerini anlatın, buna göre ahlak ve terbiye edinmelerini sağlayın. Kızlarınıza anneliğin kutsal bir vazife olduğunu aşılayın. Bir bayan olduğunu ve insanlarla mesafeli olması gerektiğini öğretin.
En önemlisi de çocuklarınıza; yardım etmeyi, paylaşmayı, saygı ve sevgiyi, hoşgörülü olmayı, eleştirmeyi, okumayı, anlamayı, dinlemeyi öğretin. Bir şeylerden şikâyet ettiği zaman, önce teraziye kendi günah, sevap ve yanlışını koymayı öğretin. Öğretin ki adaletli ve eşit davranmayı öğrensin. Etrafındaki toplumda yaşanan olaylardan kendisine ders çıkartmayı öğretin ki illaki başına gelince tecrübe etmek zorunda kalmasın. Bunu öğretirken insanların hatalarını ve yanlışlarını kurcalayıp onunla zaman kaybederek kıymetli vaktini boşa harcamasın. Unutmamalıyız ki sağlıklı yetişkinlik dönemi istiyorsak, sağlıklı bir çocukluk dönemi geçirmeliyiz.
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, geleceğin ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.”
Mustafa Kemal Atatürk