Lavinya Dergisi

YAŞ "OTUZ DÖRT BUÇUK"
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

Güneş kızağa çekildi, ay belirdi yeniden
Gecenin kundağında şiir ağladı
Saman alevi gibi yanıp geçti beyhude ömür
Savruldu bir bir takvim yaprakları...

 

Zaman zihnimin sokaklarında ıslık çalıyor
Nasıl yaşanır bir ömür? Nasıl ölünür huzurla?
İçim doğmamış çocukların acılarına ağlıyor
Kaybolmuş yaşamlar dünyanın avlusunda...

 

Yıldızlar düşüyor, sokaklarına hayâl dünyamın
Avuç avuç savuruyorum yeryüzünün karanlığına
Şakaklarında beyazlar beliriyor aynamın
Gömülüyorum gözlerimin derin yalnızlığına...

 

"Hız ve haz" virüs gibi geziyor damarlarımızda
Çevrimiçi yalnızlıklar ile çevrili çevremiz
Yaşantılar koca koca lokma boğazlarımızda
Ufalayıp öğütüp de öyle çiğnemiyoruz...

 

Yaş pasta ile yaş günleri yaşlanıp gidiyoruz
Hayat dediğin anılardan ibaret "a canım"
Mecalim yok uzun bir ömre uzanmaya sanki
Sanki doğarken ana rahminde kalmış heyecanım...

 

-Üstad Cahit Sıtkı, yolu yarıladım sayılır bende
Yaş dediğin nedir ki? Sayıdan ibaret zahir
Yaşama sevinci yoksa şurada, içeride
Yol tamamdır da sonu beklenir...