Lavinya Dergisi
VAZGEÇİYORUM ŞİMDİ KENDİMDENÖnümüzdeki yirmi yılın acısını çekiyorum şimdi. Evet, ömrüm boyunca pişman olacağım, lakin aynı zamanda pişman olmadan yapacağım tek yanlışı yirmi yaşımda yapıyorum. O uğruna öleceğim sevdadan yirmi yaşımda vazgeçiyorum, o gönlüme çiçekler açtıracak adamdan bu yaşımda vazgeçiyorum. Yıllarca yanlış kişilerle uğraşmaktan bitap düşmüş bir kadın olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki artık yanlış kişi benim. Ve ben ilk defa yalnız kalmak istiyorum, ilk defa tek başıma olmak istiyorum; zaten bu yüzden tüm bu çaba sarf edişlerim. Tekrar söylüyorum seve seve en büyük yanlışımı yaparak kendimi yalnızlığa mahkûm ediyorum. Ama yok hiç pişmanlık içimde. Yana yakıla aradığım adamı, şimdi tüm sessiz haykırışlarımla terk ediyorum. Hiç böyle hayal etmemiştim aslında çocukken. Ruhum kırık olmayacaktı mesela, gözlerim dolu dolu bakmayacaktım aynaya; söz vermiştim kendime. Mutlu olduğum her an içimi huzursuzluk kaplamamalıydı asla. Yani kısaca böyle olmayacaktı! Zamana bırakıyorum her şeyimi, dedikleri gibi belki de kader denilen ilahi güce. Lakin ikisi de bilsin ki yazık oldu çocukluğumdaki ben’e. Hayal kırıklığı yara olmuştur içinde kesin, ben bilirim. Sana sözüm olsun çocukluğum, daha mutlu olacağın yarınlar için savaşacağım. Seni boynu bükük, kalbin paramparça, gözlerin yaşlı bırakırsam yazıklar olsun bana da. Tüm hayatımı feda etmem gerekse bile bunu yapacağım, çocukluğumdaki küçük ben’e ve yıllar sonraki o güçlü kadına. Size sözüm olsun! Dönersem bu yoldan, adımı bile silsin dünya. Varlığımla yüceltemediğim adımın, izini bile bırakmasınlar yarınlara. Bu da şeref sözü olsun kendime!