Lavinya Dergisi

SANA BAKMAK YETİYOR(MUY)DU?
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

Oysa,
yalnızca bakmak sana
yetiyor(muy)du ?
!
...
şiir düşerken,
gönül merdivenlerinden
aşk sızısında tarife muhtaç yüreğimin
sahipsiz ve kimsesiz avlusuna
avludaki sessizliğin kor dudaklarına
dudaklarında şairin nemli ve sıcak satırlarına...
Zaman zihnimde geriye sarınca
kuşkusuz ,
temkinli,ürkek ve çırımçırım çırpınan bir serçenin
cehennem sıcağı kızıl bir akşamüstü
yağmur birikintisinden içtiği su gibi
ab-ı hayat olurdu,
ürkek gözlerinin titrek bakışları...
Cemâlin, saklı bahçesi olur cennetin
su boğazında düğüm düğüm olur serçenin
ve,
hayat durur, o an.
kıvrım kıvrım dolanır bakışlar
zamanın idamlık sehpasında
nefes tutulur, susulur,
sensizlikten çatlayan kurak beldeme
gözlerinin ışıltısı sağanak yağmur olur
kırkikindi akşamlarında...
Hezeyanlar içinde kıvranan bedenime
gözlerinin ve gülüşünün
arz-ı endam içinde yürüyüşünün
çekilmiş fotoğrafı
zamanın izahı, izafiyeti olur...

----------

Çünkü zaman,
hayatın sende ne kadar yaşandığı gerçeğinin,
nakış nakış işlenmiş bilimsel gerçekliğidir...
Ve yine yalnızca gözlerin
şiirin bahçesinde açan,
Seviyor - sevmiyor döngüsünde idam edilmiş
papatyanın ömrü kadar,
kısa ve mânidar ...
Bir kaç asır, bir kaç kalp çarpıntısı önce
aslında hiç yaşanmamış bir aşkın
yazıl(a)mamış bu şiirdeki simetri ekseni,
avuçları terli, yazgısı çoktan hazır
düşlerini mütemadiyen yenileyen bir serserinin
dudaklarından dökülen hicaz şarkısında
dillere pelesenk ol(a)mamış sözlerinde
saklı gizli uyumunda,
uykusunda, rüyasında ve her gece düşlerinde
gizli bir cennetin anahtarıdır
bakışlarındaki can
ve içimde çırpınan bu heyecan...
bir ihtimâl bile olmayan
İmkânsız aşkın doğmadan yürümesidir
bilinmeyen diyarlara...