Lavinya Dergisi

ZAN YARASI
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

Zan kusuyor zihnim
düşüncelerim zan yarası,
kan diniyor, zan dinmiyor zamanla
bilinmezliğin kömür karası
gözlerimden damlıyor...

 

Bak ağlıyor odamın duvarları
kokun burnumda sızı
sesin kulaklarımda içli bir türkü
bilmeceye dönüşen bilinmezliğin
henüz yazılmamış bir öykü...

 

Zaman eriyor damla damla sensizliğin ateşinde
rüzgar körüklüyor her daim yangınımı
Su çürüyor, bal kokuyor soframda
sensiz doğan her güneşin arifesinde
çaresizlik doğuyor avuçlarıma...

 

Hangi açıdan baksam
gölge gölge büyüyor merakım
hangi acıdan ağır, yoksan varlığın...

 

Ben esir düşmüşüm,
akrep-yelkovan kıskacına
yelkovan varlığın, akrep yokluğun
zaman Yusuf'un kuyusunda hapis
çarmıha gerilmiş çocukluğum...

 

Nöbet tutar yıldızlar geceye,
ben yıldızlara, şiir bana ve gece şiire...
kin uykusu uzun olur, kış uykusundan
ve aşk uykusuzluğu lezzetli,
bir yaz gecesi uykusundan...

 

Ve kalem ağır kağıda, zaman ağır bedene
göz kapakları ağır uykusuz gözlere
gün ağır karanlık şiirlere,
Ve ağır zannetmek seni
tüm bilinmezliklerinde...