Lavinya Dergisi
MAHKÛMİYETİN DÖNÜŞÜMÜ 
                    
                    Burçin LAÇİN ALTAY
                    
            Ömrü ferahlatan mis kokulu sabahları duymak için, gerçek sevgiye ulaşmaktaydı hep umut.
Kötülüğü iyiliğe dönüştüren sözcüklerin tılsımlı gücüne inandım 
Seslerin rengindeki siyaha bulanmış sözcükleri sevmedim 
Her şey aşkın yitirilmiş ömründen sonra
Sesimdeki boşluk kara delik fezada
Boşluğun karanlığına mahkumum oysa
Beni dönüştüren aynalardan kurtulamadım
Göğüs geremedim ele geçirilişime aşkla uzanan ellere
Göğsümde yırtılan kara kumaşın ardına inandım 
İnanmadım yoklukların kasvetli boşluğuna 
Varlığı büyüttüm inatla!
Hep mahkumdum ben hayatta oysa
Ölümüm özgür olmayacak biliyorum!
Mezarım birkaç sözcüğün dipsiz kuyusu 
Kuyuyu doldurdum gözyaşlarımla 
Ne kadar uğraşsam da boğulmadım… 
Gözyaşımın tuzunu göğsümdeki derin yaraya bastım
Öyle bir sızı ki unutturan alemi 
Kaç aşktan dirildi ellerim bilmiyorum
Kaç gözyaşı hesabını sordu gecelerden
Geceler ki karanlığın korkusuz bekçisi
Demir prangayla ayaklarımda
Yine mahkûm eder beni…  
            