Lavinya Dergisi

VİTAMİNLER "2"
Osman YAVAN

İnanıyorum ‘‘ Elbet Bir Gün! ’’ İnsan dünya’ da ne için var olduğunu anlayacak…

Yağda çözünen vitaminlerin son ikisi "E" ve "K" vitaminleridir.

E VİTAMİNİ: (TOKOFEROL)

E vitamini besinde tokoferol olarak bilinen birbirleriyle ilişkili bir grup maddenin karışımı olarak bulunur. En etkin şekli a-tokoferol olup E vitamini etkinliğinin ölçütü olarak kullanılır
 
Kaynaklar: Bitkisel yağlar, karaciğer ve yumurta E vitamininden zengindir. E vitamini gereksinimi, çok doymamış yağ asidi alımıyla orantılı olarak artar.
 Eritrositler ve retina gibi O, oksijen) basıncının yüksek olduğu dokularda diğer dokulardan daha fazla E vitamini bulunur. Gebelikte ve yenidoğanda E vitamini gereksinimi erişkinlere göre fazladır. Çok doymamış yağ asitlerinden zengin besinler E vitamini gereksinimini arttırır. Tokoferol için önerilen günlük gereksinim erkeklerde 10 mg, kadınlarda 8 mg'dır

 Fonksiyonu: E vitamini güçlü bir antioksidandır. Lipofilik karakterinden dolayı dolaşımdaki lipoproteinlerde, hücre membranlarında bulunur. Hemolizi önler. Önemli bir fonksiyonu da aterojenik olduğu bilinen LDL' nin oksidasyonunu önlemektir. Oksidasyondan etkilenen A vitamininin biyolojik aktivitesini kolaylaştırır.

 Eksikliği: Kistik fibrozis, ciddi yağ malabsorpsiyonu ve bazı kronik karaciğer hastalığı gibi nedenler dışında insanda diyete bağlı E vitamini eksikliği gösterilememiştir. E vitamini eksikliği olan bireylerde sinir ve kas membran hasarı ortaya çıkabilir, eritrosit yaşam süresi kısalır. Prematüre bebeklerin E vitamini depoları yetersizdir. Eritrosit membranlarında peroksidasyona bağlı kırılganlık artar ve hemolitik anemi gelişir.
 
Toksisitesi: Vitamin E, yağda çözünen vitaminlerin en az toksik olanıdır. Diğerleri kadar depolanmadığından fazlalığına ait klinik bir bozukluk bilinmemektedir. Gereğinden fazla alındığında dışkı ve idrarla vücuttan uzaklaştırılır. Çok yüksek dozları bulantı ve ishal yapabilir.


   K VİTAMİNİ: K vitamini kanamaya sebep olan hastalıkların araştırılması sırasında keşfedilmiş bir vitamindir. Yapısında naftokinon halkası ve buna bağlı izopren birimlerden oluşmuş bir yan zincir bulunur. K vitamininin aktif formları özellikle yeşil sebzelerde bulunan fillokinon (K,), hayvansal kaynaklı olan ve intestinal bakteriler tarafından sentezlenen menakinon (K.), sentetik formları menadion (K) ile menadioldür Tedavide kullanılan sentetik formlar suda çözünür.
 
Kaynaklar: K vitamini karaciğer, peynir, tereyağı, marul ve lahana gibi hayvansal ve bitkisel besinlerde bulunur.
 Fonksiyonu: Karaciğerde sentezlenen pıhtılaşma faktörleri II, VII, IX, X ile protein C ve S'nin posttranslasyonal modifikasyonlarında koenzim olarak görev yapar. İnaktif pıhtılaşma faktörleri, yapılarındaki glutamil birimleri karboksillenerek y-karboksi glutamil (Gla) içeren olgun pıhtılaşma faktörlerine dönüşür. K vitamini aynı zamanda kemiğin y-karboksiglutamil içeren proteini olan osteokalsin ve kemik matriks Gla protein sentezi için gereklidir.
 
Eksikliği: K vitamini bitkisel ve hayvansal kaynaklı olarak besinle alınabildiği gibi, bağırsak mikroflorasında endojen sentez edilebilmektedir. Bu yüzden erişkin de eksikliği pek görülmez. Antibiyotik kullananlarda endojen vitamin oluşumu azalır. Bu durumda besinle yeterli miktarda alınmasına özen gösterilmelidir. Yağ emilim bozukluğu olanlarda da diğer yağda çözünen vitaminlerle birlikte K vitamini eksikliği görülebilir. Eksikliğinde kanamaya eğilim artar, pıhtılaşma süresi uzar. Plasentadan vitamin geçişi yetersiz olduğundan ve bağırsak florası oluşmadığından yenidoğanda eksikliği görülür. Normal beslenen bebek K vitamini gereksinimini hemen karşılar.
 
Toksisitesi: K vitamininin eritrosit membranlarına toksik etkisi vardır. Yüksek dozda uzun süre K vitamini verilmesi sonucu bebeklerde hemolitik anemi ve sarılık gelişebilir.


SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER: (Tiamin, Riboflavin, Niasin, Pantotenik, Piridoksin, Biotin “H”, Kobalamin, Askorbik asit “C”) Vitamin türlerinin emilimi kan dolaşımı sırasında gerçekleşir. Bu vitamin türlerinin suda çözülerek kan dolaşımımız sırasında emilimi, enerji oluşumunda oldukça önemli bir yardımcıdır. Suda çözünen vitaminlerde Tiamin, Riboflavin, Niasin’den sonraki vitaminler B vitamini türevleridir. (C Vitamini Hariç)

Tiamin (B ¹)

 Kaynaklar: Tiamin pirincin dış tabakasında, tahılda ve ette yeterli miktarda bulunur. Ağırlıklı olarak dış kabuğu alınmış pirinçle beslenen Asya toplumlarında tiamin eksikliğine daha sık rastlanır. Endojen olarak bağırsak bakterileri tarafından bir miktar üretilir. Günlük gereksinim 1- 1.5 mg olup aşırı karbonhidrat alımı ve metabolik hızın artması (ateş, travma, gebelik, laktasyon) ihtiyacı arttırır.

 Fonksiyonu: Besinlerin enerjiye dönüştürülmesinde görevlidir ve beyin fonksiyonları ve beyinde enerji üretimi için gereklidir. B1 vitamini çeşitli sinir fonksiyonlarını da destekler. Kalp ve damar sağlığını korur, bağırsak ve sindirim sağlığını destekler ve göz sağlığını koruyucu özelliktedir.

 Eksikliği: Tiamin eksikliğinde erken semptomlar iştah kaybı, kabızlık, bulantı, depresyon, periferik nöropati ve irritabilite olarak belirir. Bu bulgulara genelde yaşlı, düşük gelirli, beslenmesi sınırlı kişilerde rastlanılır. Daha ileri tiamin eksikliğinde mental konfüzyon, ataksi ve oftalmopleji (göz kaslarının felci) ortaya çıkar. Bu bulgular genelde kronik alkoliklerde ortaya çıkan Wernicke-Korsakoff Sendromu'na eşlik eder. Wernicke- Korsakoff Sendromu daha çok tiamin alımının yetersiz olması veya bağırsaklardan emilimin bozulması ile gelişir. Kalp atım hacminin artmasıyla seyreden kalp yetersizliği de görülür.

Riboflavin (B2)

 Kaynaklar: Süt ve süt ürünleri, et ve yumurtada bulunur. Günlük gereksinim 1.2-1.6 mg'dır. Riboflavin yetersizliği oluşabilir, ancak ölümcül değildir. Genelde kronik alkoliklerde ortaya çıkar. Büyüme, gebelik, lohusalık, hipertiroidizm (Tiroit bezinin aşırı çalışmasına bağlı olarak kanda tiroit hormon düzeylerinin artışı) gibi metabolizmanın hızlandığı durumlarda riboflavin ihtiyacı artar. Dokularda proteinlere bağlı olarak bulunur. En yoğun bulunduğu organ karaciğer ve böbreklerdir.

 Fonksiyonu: Protein, yağ ve karbonhidratların parçalanmasında katkı sağlayabilir. Aynı zamanda vücudun enerji üretmesinde, normal sinir sisteminin çalışmasında, normal mukozanın korunmasında, normal demir metabolizmasında, normal cilt ve göz sağlığının korunmasında rol oynar.

 Eksikliği: Koenzim olarak çok çeşitli metabolik fonksiyonuna rağmen riboflavin eksikliğinde yaşamsal bir sorun görülmez. Riboflavin yetersizliğinde, glossit (dilde enflamasyon), stomatit ve keiloz (dudak köşelerinde çatlaklar), seboreik dermatit (yağ bezlerinin aşırı salgısı) gibi bulgular ortaya çıkar.